Translation of "Odam" in English

- Odam dağınık.
- Odam darmadağın.

- My room is a mess.
- My room's a mess.

Odam nerede?

Where's my room?

- Benim odam çok küçük.
- Odam çok küçük.

My room is very small.

Odam bahçeye bakar.

My room faces the garden.

Bu benim odam.

This is my room.

Odam doğuya bakıyor.

My room faces east.

Odam çok sıcak.

It's very warm in my room.

Odam biraz dağınık.

My room's a little messy.

Odam tam aşağıda.

My room is just below.

Kendi odam var.

I have my own room.

Odam ahır gibi.

My room is a pigsty.

Yatak odam karanlık.

My bedroom is dark.

İşte benim odam.

Here's my room.

Benim odam dağınık.

My room is messy.

Benim odam kirli.

My room is dirty.

Odam oldukça küçük.

My room is quite small.

Odam çok dağınık.

My room is very messy.

Odam üçüncü katta.

My room is on the third floor.

Odam hep düzenlidir.

My room is always neat.

Odam biraz serin olmasına rağmen, odam gerçekten iyidir.

My room is really good, though a little bit chilly.

Kendi odam olmasını istiyorum.

I want to have my own room.

Benim çalışma odam yukarıda.

My study is upstairs.

Benim odam caddeye bakar.

My room looks out on the street.

Benim odam beş numara.

My room is number five.

Odam bir karışıklık olmalı.

My room must be a mess.

Yatak odam çok küçük.

My bedroom is too small.

Bu benim yatak odam.

- It is my bedroom.
- This is my bedroom.

Benim odam çok küçük.

My room is very small.

Hiç kiralık odam yok.

I don't have any rooms for rent.

Boş bir odam var.

I have a spare room.

Bu benim odam, Tom.

This one's my room, Tom.

Odam üst katta soldadır.

My room is upstairs on the left.

Odam hâlâ boş mu?

Is my room still empty?

Benim odam dördüncü katta.

My room is on the fourth floor.

Odam tam bir karmaşa.

My room is a complete mess.

Benim odam üst katta.

My room is upstairs.

Yurt odam çok küçüktü.

My dorm room was very small.

Odam çok büyük değil.

My room isn't very large.

Odam çok temiz değil.

My room isn't very clean.

Odam senininki gibi değil.

My room isn't like yours.

Odam gerçek bir karışıklık.

My room's a real mess.

Benim odam temiz değildi.

My room wasn't clean.

Benim odam temiz değil.

My room isn't clean.

- Odam seninkinden üç kat daha büyük.
- Odam seninkinin üç katı.

My room is three times as large as yours.

Benim kendi yatak odam var.

I have my own bedroom.

Benim yatak odam örümceklerle dolu.

My bedroom is crawling with spiders.

Odam biraz küçük ama rahat.

My room is a little small, but comfortable.

O hâlâ benim odam mı?

Is that still my room?

Evde benim kendi odam var.

At home I have a room of my own.

Kendime ait bir odam yoktu.

I never had a room of my own.

Benim odam her zaman temiz.

My room is always clean.

Keşke benim kendi odam olsa.

I wish I had my own room.

Evde kendi yatak odam var.

I have my own bedroom at home.

Benim odam gerçek bir karmaşa.

My room is a real mess.

Büyük bir yatak odam var.

I have a large bedroom.

Odam için iki aylık kira borçluyum.

I owe two months' rent for my room.

Kendime ait bir odam olmasını istiyorum.

I would like to have a room of my own.

Benim yatak odam Tom'unkinden daha küçük.

My bedroom is smaller than Tom's.

Odam seninkinin iki katı kadar büyük.

My room is twice as large as yours.

Odam üçüncü katta on dört numara.

My room is number fourteen on the third floor.

Keşke kendime ait bir odam olsa.

I wish I had a room of my own.

Benim odam onunkinden 2 kat daha büyük.

My room is twice as big as his.

Neden benim kendime ait bir odam yok?

Why can't I have my own room?

Otel odam beklediğimden daha fazlasına mal oldu.

My hotel room cost more than I expected.

Bu benim odam. Buraya paldır küldür giremezsin.

This is my room. You can't just barge in here!

Bu benim odam. Sadece böyle içeriye dalamazsın.

This is my room. You can't just barge in like that!

Ne işin var burada? Burası benim odam.

What are you doing here? This is my room.

Bu benim yatak odam değil. Bu Tom'un.

This isn't my bedroom. It's Tom's.

Benim yatak odam erkek kardeşiminkin daha temiz.

My bedroom is cleaner than my brother's.

On beş yaşındayken kendime ait bir odam vardı.

When I was fifteen, I got a room of my own.

Bu oda benim yatak odam, diğeri benim ofisim.

This room is my bedroom, and the other one is my office.

Çok güzel dağ manzarası olan bir odam vardı.

I had a room with a beautiful view of the mountains.

Odam güneye bakar, bu onu güneşli ve rahat yapar.

My room faces south, which makes it sunny and very comfortable.

Garajım ya da yatak odam dahil her nerede olursa olsun

and engage in my own independent research,

Benim odam güneye baktığı için, kışın bile çok soğuk değil.

- As my room faces south, it is not so cold even in winter.
- Since my room faces south, it isn't so cold even in the winter.

Ne kadar küçük olursa olsun, kendime ait bir odam olmasını tercih ediyorum.

I'd rather have a room of my own, no matter how small it is.

Odam o kadar darmadağın ki birini eve davet etmek için çok utanıyorum.

My room is so cluttered that I'm too embarrassed to invite anyone in.