Translation of "Melodiyi" in English

Ben melodiyi tanımadım.

- I didn't recognise the tune.
- I didn't recognize the tune.

Bu melodiyi seviyorum.

I love this tune.

O melodiyi kafamdan çıkaramıyorum.

I can't get that melody out of my head.

Ben sizin melodiyi nadiren duyuyorum.

I seldom hear your tune.

O, bir melodiyi ıslıkla çalmaya başladı.

He began to whistle a tune.

O melodiyi biliyorum ama sözleri hatırlayamıyorum.

I know that tune, but I can't remember the lyrics.

Tom birinin en sevdiği melodiyi mırıldadığını duydu.

Tom heard someone humming his favorite tune.

Bütün sabah kendi kendime o melodiyi mırıldanıyorum.

I've been humming that tune to myself all morning.

O kız için kendi yazdığı bir melodiyi çaldı.

- He played the girl a piece of music of his own writing.
- He played a tune for the girl that he'd written himself.

Tom nehir boyunca yürürken bir melodiyi ıslıkla çaldı.

Tom whistled a tune as he walked along the river.