Translation of "Manşet" in English

Gibi bir manşet atabilirlerdi.

every day for the last 25 years.

George, gazetelere manşet oldu

He was front-page news.

Birden gazetelerde şu manşet atıldı

Suddenly the headline was put in the newspapers

Los Angeles Times'tan bir manşet:

A headline from the Los Angeles Times:

Tatillerimde çalıştığım için Türkiye’de manşet oldum.

overcoming the challenges, obstacles, working during my vacations.

Ama bu adamın ülkesinde benim manşet olmamam gerekiyordu.

But I wasn't supposed to be in the headlines in the country of this man.

Tupamaro'lar bir kez daha uluslararası basında manşet oldu.

Tupamaros once more make it into international headlines.

- Bu sabah gözüme manşet takıldı.
- Bu sabah gözüme başlık takıldı.

The headline caught my eye this morning.