Translation of "Kızarmıştı" in English

0.003 sec.

Examples of using "Kızarmıştı" in a sentence and their english translations:

Et aşırı kızarmıştı.

The meat was overfried.

Tom'un burnu kızarmıştı.

Tom's nose was red.

Onun yüzü kızarmıştı.

His face was red.

Gözleri ağlamaktan kızarmıştı.

Her eyes were red from crying.

- Gözleri kanlanmıştı.
- Gözleri kızarmıştı.

His eyes were red.

Ateşin sıcaklığı ile yanakları kızarmıştı.

Her cheeks were tinged with red by the warmth of fire.

Tom'un elleri titriyordu ve yüzü kızarmıştı.

Tom's hands were shaking and his face was red.

- Tom, Mary ona gülümseyince kızarmıştı.
- Mary ona gülümsediğinde Tom kızardı.

Tom blushed when Mary smiled at him.

- Kızarmış ekmekler tam kıvamında olmuştu.
- Kızarmış ekmekler tam kıvamında kızarmıştı.

The pieces of toast were toasted perfectly.