Translation of "Kültür" in English

0.009 sec.

Examples of using "Kültür" in a sentence and their english translations:

Kültür mücadelesiydi.

is the battle we did not fight.

Bunlar kültür mirasıdır

These are cultural heritage

Daha fazla kültür demek...

more culture…

Kültür nesilden nesile aktarılır.

Culture is handed down from generation to generation.

Ülkeler kültür olarak farklıdır.

Countries differ in culture.

Dünyada birçok kültür vardır.

There are many cultures on Earth.

Onlar kültür hakkında konuştular.

They talked about culture.

Kültür dilleri tahrip eder.

Culture destroys languages.

Dil ve kültür ayrılamaz.

- Language and culture can't be separated.
- Language and culture cannot be separated.

Kültür dili tahrip eder.

Culture destroys language.

Hiçbir kültür mükemmel değildir.

No culture is perfect.

Kültür meselesi, maddi konular kadar,

the cultural question is as important, if not more,

Kültür, sadece duvara asılmış resimler

[Pepe] Culture is not the pictures you hang,

Kültür karmaşası bizim düşmanımız olmuştur

Cultural confusion has become our enemy

Kendi kültür bölgelerine sahip olacak.

indoor theme park in the world.

Kültür bir insanı özgür yapar.

Culture makes a man free.

Bu doktor bir kültür adamıdır.

This doctor is a man of culture.

Kültür alışverişlerinin önemli olduğunu düşünüyorum.

I think that cultural exchanges are important.

Birçok kültür cinsiyet farkını oluşturmak için

Many cultures don't look at genitalia primarily

Üstelik kültür mirasları parayla da ölçülmez

Moreover, cultural heritage is not measured by money.

Japon öğrencilerin genel kültür bilgisinden etkilendim.

I was impressed by the general knowledge of Japanese students.

Kültür onun alışkın olduğundan tamamen farklıydı.

The culture was completely different from the one she was used to.

Kültür onları birleştirirken politika insanları böler.

Politics divides people, while culture unites them.

Ancak gelenekler, kültür, toplum geçmiş alışkanlıklar

However, traditions, culture, society, past habits,

Kültür edinmeleri için oğullarını Avrupa'ya gönderdiler.

They sent their son to Europe to acquire culture.

Bunlar sentetik veya kültür incileri mi?

Are those synthetic or cultured pearls?

Kişilik, kültür hatta anlık duygu durumuna göre

We vary by personality, by culture,

Bir diğer kültür karmaşası yaşayan kesim ise

Another cultural complex is the segment

Çoğumuz yabancı bir ülkede kültür şoku yaşarız.

In a foreign country most of us go through culture shock.

Dünyada pek çok ülke ve kültür var.

There are many countries and many cultures on Earth.

Bu yıl Kültür Günü pazartesi gününe rastlıyor.

Culture Day falls on Monday this year.

24 Mayıs Slav Edebiyatı ve Kültür Günüdür.

The 24th of May is the Day of Slavic Writing and Culture.

Politika insanları böler ama kültür onları birleştirir.

Politics divides people, but culture unifies them.

"Etik kültür," olmadan insanlık için kurtuluş yoktur.

Without "ethical culture," there is no salvation for humanity.

Fransa'nın Kültür Bakanı ile bir iş arıyorum.

I am looking for a job with the Ministry of Culture of France.

şiddetin yüceltildiği ve uyuşturucunun övüldüğü bir kültür olan

a culture where women are constantly objectified,

Dönemine göre kültür ve medeniyeti çok üst düzeydeydi

culture and civilization was at a very high level

Aki Yerushalayim, Ladino dilinde yazılmış bir kültür dergisidir.

Aki Yerushalayim is a cultural magazine written in Ladino.

Kültür güneşi batınca, cüceler de dev gibi gözükür.

- When the sun of culture sets, the dwarfs too look like giants.
- When the sun of culture sets, the dwarves too look like giants.

Dil ve kültür arasındaki kopmaz bir bağ vardır.

There is an unbreakable link between language and culture.

Onların kültür değerleri, otorite konumundaki kişilere itaat etmektir.

Their culture values obedience to those in positions of authority.

Arkeolojide bu zamanı Çömlek Öncesi Neolitik kültür olarak adlandırıyoruz,

So, we call this stage in archeology the pre-pottery Neolithic culture,

O yıllarda kurulan Atatürk Kültür Dil Tarih Yüksek Kurumu'na

Ataturk Culture Language History Institution established in those years

Fakat toplum hala daha kültür karmaşasından kaynaklı bölünme gösteriyor

But society still shows division due to cultural complexity

Marika, benimle yeni bir dünya, yeni bir kültür keşfetti.

Marika discovered with me a new world, a new culture.

Tom Fransızca öğreniyor. O gerçekten bir kültür adamı olmalı.

Tom is learning French. He must really be a man of culture.

Kültür bir paraşüt gibidir: Eğer sende yoksa yere çakılırsın.

Culture is like a parachute: if you don't have it, you crash.

Kültür şoku genellikle duygusal bir lunapark hız treni olarak tanımlanır.

Culture shock is often described as an emotional rollercoaster.

Kültür birisi birinin öğrendiği her şeyi unuttuktan sonra kalan şeydir.

Culture is what remains after one has forgotten all the things one has learned.

Dönemin Kültür ve Turizm Bakanı ve Uşak Müze Müdürünün çok büyük mücadelelleriyle

With the great struggles of the Minister of Culture and Tourism of the period and the Director of the Uşak Museum.

Televizyon önemli bir kültür kaynağı olabilir, ve eğitim yayınlarına birçok okulda değer verilmektedir.

Television could be an important source of culture, and its educational broadcasts are valued in many schools.

Kültür bir bireyin karakterinin, davranışının ve hayata bakış açısının şekillenmesinde dinamik bir rol oynar.

Culture plays a dynamic role in shaping an individual's character, attitude, and outlook on life.

Kültür, günlük hayatta bizi harekete geçiren değerlerle ilgilidir. Daha iyi bir toplum inşa etmenin gereklerinden biri bu.

Culture is the daily set of values we live by. Uh... That is part of the construction of a better society.

Paris sendromu bir tür kültür şokudur. Şehrin moda merkezi imgesine kapılıp Paris'te yaşamaya başlayan, sonrasında yerel adetlere ve kültüre iyi uyum sağlayamayıp, zihinsel dengesini yitiren ve depresyona yakın belirtiler gösteren yabancıları tanımlamak için kullanılan psikiyatrik bir terimdir.

The Paris syndrome is a type of culture shock. It's a psychiatric term used to describe foreigners who start living in Paris, drawn to the image of the city as a center of fashion, don't adapt well to the local customs and culture, lose their mental balance and exhibit symptoms close to depression.