Translation of "Karara" in English

0.005 sec.

Examples of using "Karara" in a sentence and their english translations:

Karara varılmıştır.

The verdict has been reached.

Karara katıldım.

I agreed with the verdict.

Jüri karara varamadı.

The jury is hung.

Bir karara varıldı.

A decision has been reached.

Bu karara pişmanım.

I regret that decision.

Tom karara katılmadı.

Tom disagreed with the decision.

Tom karara vardı.

Tom has come to a decision.

Ben karara katılmıyorum.

I disagree with the verdict.

Ne karara vardın?

What have you concluded?

Karara itiraz edildi.

The judgment has been appealed.

Tom işi karara bağladı.

Tom sealed the deal.

Bir karara vardınız mı?

- Have you decided?
- Have you made a decision?

Bir karara vardın mı?

Have you arrived at a decision yet?

Jüri bir karara vardı.

- The jury has agreed upon a verdict.
- The jury has reached a verdict.

Verdiğin karara saygı duyuyorum.

- I respect the decision you made.
- I respect the decision that you made.

Ben o karara karşıyım.

I'm against that resolution.

Komite henüz bir karara varmadı.

The committee has not yet arrived at a decision.

Açıkçası, bu karara tamamen katılmıyorum.

Just for the record, I totally disagree with this decision.

Ben henüz bir karara varmadım.

- I haven't formed an opinion yet.
- I haven't formed an opinion about that yet.

Onun planı hâlâ karara bağlanmadı.

His plan is still in the air.

Tom karara hiçbir tepki göstermedi.

Tom showed no reaction to the verdict.

Biz o karara pişman değiliz.

We don't regret that decision.

Jüri bir karara vardı mı?

Has the jury reached a verdict?

Başkan Roosevelt karara karşı çıktı.

President Roosevelt opposed the decision.

Egzersiz programım üzerinde karara vardım.

I decided on my exercise program.

Bu karara varmam uzun sürdü.

It took me a long time to reach this decision.

Biz bu karara kafa yorduk.

We agonized over this decision.

Jüri henüz bir karara varmadı.

The jury hasn't reached a verdict yet.

Sami o karara itiraz ediyor.

Sami is appealing that judgment.

Bir karara varmadan önce sorunu düşünmelisin.

You should consider the problem before coming to a decision.

Keşke bunu yetişkinler gibi karara varsak.

I wish we could settle this like adults.

Jüri henüz bir karara vardı mı?

Has the jury reached a verdict yet?

Egzersiz planım üzerinde bir karara vardım.

I came to a decision on my exercise plan.

Hakim juriden bir karara varmalarını istedi.

The judge asked the jury to reach a verdict.

- Karara itiraz edildi.
- Karar temyiz edildi.

The judgment has been appealed.

Tom'un verdiği her karara saygı göstereceğim.

I'll respect any decision Tom makes.

O karara neyin sebep olduğunu merak ediyordum.

I was wondering what prompted that decision.

Onun anormal davranışı hakkında ne karara varıyorsun?

What do you conclude about her abnormal behavior?

- Bir karara vardın mı?
- Karar verdin mi?

Have you made a decision yet?

Tom ve Bill birbirlerinden bağımsız olarak karara vardılar.

Tom and Bill arrived at the conclusion independently of each other.

- Sonunda bir karara vardılar.
- Sonunda bir karar verdiler.

At last, they came to a decision.

Onlar bir karara varmadan önce fikir alışverişinde bulundu.

They exchanged ideas before reaching a decision.

- Buna daha karar verilmedi.
- Henüz bu karara varılmadı.

- That decision hasn't yet been made.
- That decision hasn't been made yet.

Alınacak bir karara son tahlilde akılla değil, duygularla varılır.

Opinion is ultimately determined by the feelings, and not by the intellect.

- Bu gece bir karara varma.
- Bu gece bir karara varmayın.
- Bu gece bir karar verme.
- Bu gece bir karar vermeyin.

Don't make any decisions tonight.

- Bir karar alınmalı.
- Bir karara varılmalı.
- Bir karar alınmak zorunda.

A decision has to be made.