Translation of "Görüşüyor" in English

0.005 sec.

Examples of using "Görüşüyor" in a sentence and their english translations:

Tom, Mary'yle görüşüyor.

Tom is conferring with Mary.

Polis tanıklarla görüşüyor.

The police are interviewing witnesses.

Jüri şimdi görüşüyor.

The jury is now deliberating.

Kurul sosyal yardımı görüşüyor.

The committee is discussing social welfare.

Yarın onunla görüşüyor olacağım.

I'll be seeing him tomorrow.

Tom bir terapistle görüşüyor.

Tom is seeing a therapist.

O başka biriyle görüşüyor.

She's seeing someone else.

Tom, Mary ile görüşüyor.

Tom is interviewing Mary.

Tom seninle görüşüyor muydu?

Has Tom been in touch with you?

Tom ve Mary birbiriyle görüşüyor.

Tom and Mary have been seeing each other.

Sanırım Tom başka birisiyle görüşüyor.

- I think Tom is seeing someone else.
- I think that Tom is seeing someone else.

Sen ve Tom hâlâ görüşüyor musunuz?

Do you and Tom still keep in touch?

Hâlâ bir terapist ile görüşüyor musun?

Are you still seeing a therapist?

Tom başka bir kadınla görüşüyor, değil mi?

Tom is seeing another woman, isn't he?

Tesla şimdi Şanghay'da büyük bir fabrikanın montajını görüşüyor.

Well, Tesla is now negotiating the installation of a big factory in Shanghai, with rather

Tom ekim ayından beri bir psikiyatrist ile görüşüyor.

Tom has been seeing a psychiatrist since October.

Dan 1997'den beri bir psikiyatrist ile görüşüyor.

Dan has been seeing a psychiatrist since 1997.

Sami, Leyla'nın başka erkeklerle görüşüyor olduğundan şüphelenmeye başladı.

Sami started suspecting Layla was seeing other men.

Tom her zaman Mary ile telefonla görüşüyor gibi görünüyor.

Tom always seems to be on the phone with Mary.

- Tom seninle iletişim hâlinde miydi?
- Tom seninle görüşüyor muydu?

Has Tom been in touch with you?

- İki ülke barış antlaşmasını görüşüyor.
- Personelde iyi bir arabulucumuz var.

We have a good negotiator on the staff.

- Tom şu an öğretmenlerinden biriyle konuşuyor.
- Tom şimdi bir öğretmeniyle görüşüyor.

Tom is now talking to one of his teachers.

- "Siz ikiniz gerçekten çıkıyor musunuz?" "Sayılır."
- -''Siz cidden de görüşüyor musunuz?'' -''Gibi gibi.''

"Are you two really dating?" "Sort of."