Translation of "Islam" in English

0.117 sec.

Examples of using "Islam" in a sentence and their english translations:

İslam sağduyudur.

Islam is common sense.

İslam nedir?

- What's Islam?
- What is Islam?

İslam güzeldir.

Islam is beautiful.

- İslam gerçek dindir.
- İslam, hak dindir.

Islam is the true religion.

- Fadıl, İslam okudu.
- Fazıl İslam eğitimi aldı.

Fadil studied Islam.

İslam zor değildir.

Islam is not difficult.

İslam, gerçeğin dinidir.

Islam is the religion of truth.

İslam barış dinidir.

Islam is a religion of peace.

İslam tarihi çalışalım.

Let's study Islamic history.

İslam Hindistan'da gelişti.

Islam flourished in India.

İslam öncesi Araplar göçebeydiler.

The pre-Islamic Arabs were nomads.

Sami İslam yolunu seçti.

Sami chose the path of Islam.

Amerika'da ortam İslam aleyhtarı.

In the US, the environment is hostile to Islam.

Sami İslam hakkında konuşuyor.

Sami talks about Islam.

Sami İslam hakkında konuşuyordu.

Sami was talking about Islam.

İslam bir suç değildir.

Islam is not a crime.

islam kapsamlı bir dindir.

Islam is a comprehensive religion.

İslam kusursuz, ama Müslümanlar değil.

Islam is flawless, but Muslims are not.

Portekiz bir İslam ülkesi değildir.

Portugal is not an Islamic country.

Sami'nin İslam yolculuğu hapishanede başladı.

Sami's journey to Islam started in prison.

Sami İslam hakkında epey bilgiliydi.

Sami knew a great deal about Islam.

Sami çok İslam karşıtı biri.

Sami is so anti-Islam.

Sami üniversitedeyken çok İslam karşıtıydı.

Sami was so anti-Islam during college.

Sami İslam hakkında okumaya başladı.

Sami started reading about Islam.

Sami Leyla'yı İslam konusunda eğitti.

Sami educated Layla about Islam.

İslam hakkında biraz bilgi edinin.

Learn a little bit about Islam.

Hayatımı İslam çalışmalarına adamayı seçtim.

I chose to devote my life to the study of Islam.

İslam hakkında hiçbir şey bilmiyorum.

I know nothing about Islam.

İslam hakkında hiçbir şey bilmiyor.

He doesn't know anything about Islam.

İslam gözü kapalı imana dayanmaz.

Islam isn't based on blind faith.

İslam, İsa hakkında ne söylüyor?

What does Islam say about Jesus?

İslam şuan da taptığım dindir.

Islam is the religion that I follow.

- Sami'nin çarpık bir İslam algısı vardı.
- Sami'nin yanlış bir İslam algısı vardı.

Sami had a wrong perception of Islam.

- İslam hakkında bilgi edinmek istedi.
- İslam hakkında bilgi edinmek istiyordu.
- İslam'ı öğrenmek istiyordu.
- İslam hakkında bilgi sahibi olmak istiyordu.

He wanted to learn about Islam.

O islam dünyasını aydınlık tarafa geçirmek

The chosen one to

İslam Surinam'a 19. yüzyılın sonlarında ulaştı.

Islam arrived in Suriname in the late nineteenth century.

Hıristiyanlık ve İslam, iki farklı dindir.

Christianity and Islam are two different religions.

İslam yedinci asırda Arap Yarımadasında doğdu.

Islam emerged in the Arabian Peninsula in the seventh century.

Fadıl, İslam hakkında hiçbir şey bilmiyordu.

Fadil didn't know anything about Islam.

Sami İslam hakkında çok sorular soruyordu.

Sami was asking a lot of questions about Islam.

İslam hayatıma çok fazla huzur getirdi.

Islam has just brought so much peace into my life.

Sami İslam merkezinde bir Müslüman'la tanıştı.

Sami met a Muslim at the Islamic center.

Sami'nin İslam konusunda fazla bilgisi yoktu.

Sami didn't know a lot about Islam.

Sami Leyla'ya İslam konusundaki görüşlerinden bahsetti.

Sami told Layla about his views on Islam.

Sami Leyla'ya İslam konusunda düşüncelerini anlattı.

Sami told Layla what he thought about Islam.

Sami İslam hakkında hiçbir şey bilmiyordu.

Sami didn't know anything about Islam.

Sami İslam hakkında hiçbir şey bilmiyor.

Sami doesn't know anything about Islam.

Sami İslam hakkında bir kitap yazdı.

Sami wrote a book about Islam.

Sami İslam hakkında okuyup bilgilenmek istiyordu.

Sami wanted to read about Islam.

Sami İslam hakkında çok şey biliyor.

Sami knows a lot about Islam.

Sami bana İslam konusunda bilgiler veriyordu.

Sami was teaching me about Islam.

Sami hâlâ İslam hakkında bilgi ediniyordu.

Sami was still learning about Islam.

Sami İslam hakkında olumsuz değerlendirmelerde bulunuyordu.

Sami made bad comments about Islam.

Sami İslam hakkında hiçbir şey duymamış.

Sami hasn't heard anything about Islam.

Sami gerçek dinin İslam olduğunu biliyor.

Sami knows that Islam is the true religion.

Sami gerçek dinin İslam olduğunu söyledi.

Sami said that Islam is the true religion.

- İslam tanrısına inanıyorum.
- İslam'ın tanrısına inanıyorum.

I believe in the God of Islam.

İlgi alanı politikadan İslam tarihine kaymıştı.

His new favorite topic changed from politics to Islamic history.

2001 yılında İslam karşıtlığı yükselişe geçmiştir.

Anti-Muslim sentiment spiked in 2001.

O, Bejaia Cezayir'de İslam öğrenimi gördü.

He studied Islam in Bejaia, Algeria.

- Fadıl, İslam ile ilgilenmeye başladı.
- Fadıl, İslam ile ilgili hale geldi.
- Fadıl, İslam'a merak sardı.

Fadil became interested in Islam.

Tom asla bir İslam ülkesini ziyaret etmedi.

Tom has never visited an Islamic country.

Fadıl, İslam hakkındaki her şeyi öğrenmek istedi.

Fadil wanted to know everything about Islam.

Sami İslam hakkında daha çok bilgi edindi.

Sami learned more about Islam.

Sami İslam konusunda her şeyi kavramak istiyordu.

Sami wanted to understand everything about Islam.

Sami İslam hakkında öğrenebileceği her şeyi öğrendi.

Sami learned everything he could about Islam.

Sami İslam hakkında çok şeyler daha öğrendi.

Sami learned so much more about Islam.

Sami İslam hakkında kendisini bilgilendiren biriyle tanıştı.

Sami met a person who made him know more about Islam.

Sami İslam hakkında çok kötü düşüncelere sahipti.

Sami had a very bad opinion about Islam.

Sami'nin İslam konusunda birçok yanlış düşüncesi vardı.

Sami had a lot of misconceptions about Islam.

Sami, İslam hakkında her soruyu cevaplamaktan mutludur.

Sami is happy to answer any questions about Islam.

Aynı zamanda "Bence İslam bizden nefret ediyor." demişti.

And he also said, quote, "I think Islam hates us."

İslam Çin'e ilk olarak 7nci yüzyılın ortalarında ulaştı.

Islam first reached China about the middle of the 7th century.

Sami İslam ve Musevilik hakkında çok şey öğrendi.

Sami learned a lot about Islam and Judaism.

- Sami İslam eğitimi aldı.
- Sami İslami eğitim gördü.

Sami studied Islam.

Sami İslam hakkında daha çok şey öğrenmek istiyordu.

Sami wanted to learn more about Islam.

Sami İslam hakkında daha çok soru sormaya başladı.

Sami started to ask more questions about Islam.

Sami aslında Leyla'ya İslam konusunda her şeyden bahsetmemişti.

Sami didn't really tell Layla everything about Islam.

Sami İslam merkezinden bazı kitaplar alıp hepsini okudu.

Sami grabbed some books from the Islamic center and read them all.

Sami'nin İslam hakkında yanlış bildiği çok şey var.

Sami has so many misconceptions about Islam.

- Sami çok İslam karşıtıydı.
- Sami İslam'a çok karşıydı.

Sami was so anti-Islam.

Sami, İslam hakkında herhangi biriyle konuşmaktan mutluluk duyar.

Sami is happy to talk to any person about Islam.

Türkiye, Avrupa'nın İslam alemine açılan kapısı olmayı sürdürüyor.

Turkey remains Europe's bridge to the Muslim world.

Türkiye aynı zamanda İslam aleminin Avrupa'ya açılan kapısı.

Turkey is also the Muslim world's bridge to Europe.

- Üç ana tek tanrılı din, İslam, Yahudilik ve Hıristiyanlıktır.
- İslam, Musevilik ve Hristiyanlık üç büyük tek tanrılı dindir.

The three main monotheistic religions are Islam, Judaism and Christianity.

İslam, Musevilik ve Hristiyanlık üç büyük tek tanrılı dindir.

The three big monotheistic religions are Christianity, Islam and Judaism.

İslam yalnızca bir din değildir. O bir yaşam biçimidir.

Islam is not only a religion. It's a way of life.

Fadıl o zaman İslam hakkında fazla bilgiye sahip değildi.

Fadil didn't have much knowledge about Islam back then.

- İslam adam öldürmek değildir.
- İslam'ın adam öldürmeyle ilgisi yoktur.

Islam is not about killing people.

Sami'nin İslam ve Müslümanlar konusunda kötü düşünceleri hiç olmamıştı.

Sami never had bad thoughts about Islam or Muslims.

- Sami, İslam okumaya başladı.
- Sami İslami eğitim almaya başladı.

Sami started studying Islam.

- Tom, İslam oldu.
- Tom Müslüman oldu.
- Tom İslam'a geçti.

Tom converted to Islam.

İslam hakkında bilmeniz gereken tek şey bu web sitesinde.

All you need to know about Islam is on this website.

İslam, insanlarla olan münasebetlerimde beni daha sabırlı biri yaptı.

Islam made me more patient in dealing with people.

Evet sevgili izleyicilerim, Radikal İslam sadece politika için tehlikeli değil

Yes, my dear viewers, Islamic radicalism is not just a danger politics wise.

İran İslam Devrimi, Suudi rejiminde büyük bir tedirginliğe neden oldu.

The Iranian Revolution terrified the government of Saudi Arabia.