Translation of "Raporunu" in English

Raporunu okudum.

I read your report.

Raporunu okuyordum.

I've been reading your report.

O, raporunu uzattı.

He handed in his paper.

Raporunu sundun mu?

Have you sent in your report?

Onun raporunu inceliyorum.

I'm looking through his report.

O raporunu değiştirdi.

He doctored his report.

Raporunu yazdın mı?

Have you written your report?

Senin raporunu inceleyeceğim.

I will examine your report.

Tom raporunu verdi.

Tom handed in his report.

Raporunu teslim ettin mi?

Have you turned in your report?

Ben senin raporunu çalışacağım.

I'll study your report.

Tom raporunu yeniden yazdı.

Tom rewrote his report.

Yarın raporunu teslim edebilecek.

He will be able to hand in his report tomorrow.

Raporunu okumayı iple çekiyorum.

I look forward to reading your report.

Tom raporunu henüz tamamladı.

Tom has just finished his report.

O, raporunu tahrif etti.

He falsified his report.

Muhtemelen Tom'un raporunu okumayacağım.

I probably won't read Tom's report.

Bugün raporunu bitirmek zorundasın.

You have today to finish your report.

Balistik raporunu gördün mü?

Have you seen the results of the ballistics test?

Onun raporunu duyduğuma memnun oldum.

I was glad to hear his report.

Tembel olduğun için raporunu yazamazsın.

It is because you are lazy that you cannot write your report.

En kısa sürede raporunu istiyorum.

I'd like your report as soon as possible.

Raporunu düzeltmek için zamanın yoktu.

You didn't have time to proofread your report.

Tom zaten raporunu teslim etti.

Tom has already turned in his report.

Tom raporunu yazmayı henüz tamamladı.

Tom has just finished writing his report.

Tom raporunu yazmayı zamanında bitirebildi.

Tom managed to finish writing his report in time.

Önce Doktor Tom'un raporunu görüşelim.

Let's first discuss Dr. Tom's report.

Raporunu Eylül, 2000'de yayınladı.

He issued his report in September, 2000.

Raporunu yarına kadar teslim et.

Hand in your report by tomorrow.

Tom henüz komitenin raporunu okumadı.

Tom hasn't yet read the committee's report.

Ayrıca telefonla hava tahin raporunu alabilirsiniz.

You can also get the weather forecast by telephone.

Ann raporunu yazmayı az önce bitirdi.

Ann has just finished writing her report.

Raporunu gelecek cumartesiye kadar teslim etmelisin.

You should turn in your paper by next Saturday.

Pazartesi günü raporunu bana teslim etmelisin.

You should hand in your report to me on Monday.

Tom'un raporunu bitirmek için zamanı yoktu.

Tom didn't have time to finish his report.

Tom kayıp bir kişinin raporunu dosyaladı.

Tom filed a missing person's report.

Adam onun raporunu okumada hiç zaman kaybetmedi.

The man lost no time in reading his paper.

Lütfen en kısa zamanda raporunu bana getir.

Please get your report to me as soon as possible.

Tom raporunu Vikipedi'den kopyala-yapıştır yaparak tamamladı.

Tom completed his report by copy-pasting from Wikipedia.

Tom raporunu Vikipedi'den kopyala-yapıştır yaparak yazdı.

Tom wrote his paper by copy-pasting from Wikipedia.

Bir hasar raporunu dosyalamak için mi geldin?

Have you come to file a damage report?

Yarın 5.00'e kadar raporunu teslim edeceksin.

You are to hand in your report by 5:00 tomorrow.

Onun davanın kesin bir raporunu hazırlaması gerekiyor.

He needs to make an accurate report of the case.

Lütfen gelecek Cumartesiye kadar raporunu teslim et.

Please turn in your report by next Saturday.

Özel avukat Robert Mueller son raporunu teslim etti.

Special counsel Robert Mueller has delivered his final report.

Raporunu bitirmesi için Tom'a biraz daha para verdim.

I gave Tom a little more time to finish his report.

Öğrenci gereksiz ayrıntıları çıkararak raporunu kısaltmaya karar verdi.

The student decided to abridge his paper by taking out unnecessary details.

Onun raporunu tekrar gözden geçirdim ama hiçbir hata bulamadım.

I went over his report, but couldn't find any mistakes.

Tom genellikle sabahları evden ayrılmadan önce hava raporunu izler.

Tom usually watches the weather report in the morning before leaving home.

Tom bir kaza raporunu dosyalamak için polis karakoluna gitti.

Tom went to the police station to file an accident report.

Tom dün gece senin raporunu okuyordu ama onu bitirip bitirmediğini bilmiyorum.

Tom was reading your paper last night, but I don't know if he finished it.

Tom, Mary'nin raporunu bitirmek için daha fazla zamana ihtiyacı olduğunu söylüyor.

Tom says Mary needs more time to finish her report.

- Sanırım hata olmadığından emin olmak için raporunu bir anadil konuşuruna baştan aşağı okutmalısın.
- Hata olmadığından emin olmak için raporunu anadili olab birine okutsan iyi olur bence.

I suggest you have a native speaker read over your report to make sure there are no errors.

- Lütfen ayın sonuna kadar raporu teslim edin.
- Lütfen ayın sonuna kadar raporunu teslim et.

Please turn in the report by the end of the month.