Translation of "Inceledi" in English

Tom inceledi.

Tom investigated.

Araştırmacılar bunu inceledi

Researchers have investigated this,

Çocuk odayı inceledi.

The boy looked into the room.

O, raporu inceledi.

She examined a report.

Köpek suyu inceledi.

The dog looked into the water.

Tom kanıtı inceledi.

Tom examined the evidence.

O, tüyü inceledi.

He examined the feather.

O, çarı inceledi.

He studied the czar.

O çariçeyi inceledi.

He studied the czarina.

O, çarları inceledi.

He studied the czars.

Aktör kendi bölümünü inceledi.

The actor looked his part.

Tom belgeleri dikkatle inceledi.

Tom looked over the documents carefully.

Gümrük memurları kutuları inceledi.

The customs officials examined the boxes.

Tom belgeyi dikkatle inceledi.

Tom studied the document carefully.

Tom masadaki nesneleri inceledi.

Tom examined the objects on the table.

Onu baştan aşağı inceledi.

He examined it from top to bottom.

Tom cihazı dikkatlice inceledi.

Tom inspected the equipment carefully.

Doktor, Tom'un yarasını inceledi.

The doctor examined Tom's wound.

Tom onu yakından inceledi.

Tom examined it closely.

Jane aynada kendini inceledi.

Jane studied herself in the mirror.

Tom tüm olasılıkları inceledi.

Tom examined all the possibilities.

Tom, Mary'nin yüzünü inceledi.

Tom studied Mary's face.

Tom onun yüzünü inceledi.

Tom studied her face.

Tom tüyü yakından inceledi.

Tom examined the feather closely.

Leyla saati yakından inceledi.

Layla took a close look at the watch.

O planını dikkatle inceledi.

He considered her plan carefully.

Sami, Leyla'nın arabasını inceledi.

Sami inspected Layla's car.

- Yedek parçaları birer birer inceledi.
- Yedek parçaları peş peşe inceledi.

He examined the spare parts one after another.

Yorgunluk belirtileri için yüzünü inceledi.

I studied his face for signs of weariness.

Polis kanıt ararken odayı inceledi.

The policeman went over the room in search for evidence.

Polis, adamın kapıyı açmasını inceledi.

The policeman observed the man open the door.

Yedek parçaları birer birer inceledi.

- He examined the spare parts one after another.
- He examined the spare parts one by one.

Şirketin çıktı kayıtlarını dikkatlice inceledi.

She investigated the company's output record carefully.

Bilim insanları dendrokronolojik kayıtları inceledi.

- The scientists examined dendrochronological records.
- The scientists looked at tree-ring data.

Tom, mikroskopuyla kar tanesini inceledi.

Tom looked at a snowflake through his microscope.

Tom bir büyüteçle fotoğrafı inceledi.

Tom examined the photo with a magnifying glass.

Tom çekmecedeki tüm dosyaları inceledi.

Tom went through all the files in the drawer.

Tom konuyu detaylı olarak inceledi.

Tom elaborated on the point.

Dan terk edilmiş arabayı inceledi.

Dan examined the abandoned car.

Dan kurbanın çantasının içeriğini inceledi.

Dan examined the contents of the victim's purse.

Yaşlı kadın ziyaretçiyi dikkatle inceledi.

The old woman studied the visitor carefully.

Tom bıçağı aldı ve onu inceledi.

Tom picked up the knife and examined it.

O onun sınav kağıdını dikkatle inceledi.

He attentively went over her exam paper.

Tom sessizce kapıyı açtı ve odayı inceledi.

Tom quietly opened the door and looked into the room.

O bir ayna aldı ve dilini inceledi.

He picked up a mirror and examined his tongue.

Güvenlik çocuğu aramak için bölgeyi dikkatle inceledi.

The rescue worker searched the area, looking for the child.

Tom bir tüy aldı ve onu inceledi.

Tom picked up a feather and examined it.

- Sami belgelere göz gezdirdi.
- Sami belgeleri inceledi.

Sami pored over the documents.

Onun asistanı kağıt yığınını tekrar ve tekrar inceledi.

His assistant examined the pile of papers over and over again.

John sözlşmeleri aldı ve onları birer birer inceledi.

John picked up the articles one by one and examined them.

- Tom onu dikkatle izledi.
- Tom onu dikkatle inceledi.

Tom examined it carefully.

O bir ayna aldı ve dikkatle dilini inceledi.

He took a mirror and carefully examined his tongue.

Paramedik, Tom'un gömleğini yırtarak açtı ve yarayı inceledi.

The paramedic ripped open Tom's shirt and took a look at the wound.

Tom sikkeyi yerden aldı ve onu daha yakından inceledi.

Tom picked the coin up and examined it more closely.

- Tom kutunun içeriğini inceledi.
- Tom kutunun muhtevasını tetkit etti.

Tom examined the contents of the box.

Japonya Meteoroloji Ajansı doğu Japonya deprem büyüklüğünü 8.8 den 9.00'a kadar tekrar inceledi, dünya tarihinde en büyük kayıt.

The Japan Meteorological Agency has revised the magnitude of the eastern Japan quake from 8.8 to 9.0, the largest recorded in world history.