Translation of "Aktör" in English

O bir aktör.

He is an actor.

Aktör ile tanıştı.

He became acquainted with the actor.

Aktör makyaj yapıyor.

The actor is putting on makeup.

Tom bir aktör.

Tom is an actor.

Şarkıcı değil, aktör.

He is not a singer, but an actor.

Aktör repliğini hatırlayamadı.

The actor couldn't remember his lines.

Aktör, popülaritesinin doruğunda öldü.

The actor died at the height of his popularity.

Aktör kendi bölümünü inceledi.

The actor looked his part.

Aktör perdenin arkasından çıktı.

The actor came out from behind the curtain.

Aktör popülaritesinin zirvesinde öldü.

The actor died at the height of his popularity.

Tom yetenekli bir aktör.

Tom is a talented actor.

O, bir aktör olmalıydı.

He ought to have been an actor.

En sevdiğin aktör kimdir?

- Who is your favorite actor?
- Who's your favorite actor?
- Who's your favourite actor?
- Who is your favourite actor?

Bir aktör olmak istiyorum.

I want to be an actor.

O bir çocuk aktör.

He's a child actor.

Tom harika bir aktör.

- Tom is an amazing actor.
- Tom is a great actor.

Tom bir aktör mü?

Is Tom an actor?

Tom büyük bir aktör.

- Tom's a great actor.
- Tom is a great actor.
- Tom is a good actor.
- Tom is a very good actor.

Tom bir aktör değil.

Tom isn't an actor.

Ben bir aktör değilim.

I'm not an actor.

Bir aktör olarak, senaryolar alırım

As an actor, I get scripts

Bir aktör olarak gerçekten kutsanmışım.

So I've been really blessed as an actor.

Aktör takım elbiselerini terziye diktirirdi.

The actor used to have the tailor make his suits.

Aktör oyunun büyük bölümünde sahnedeydi.

The actor was onstage for most of the play.

Bir aktör sözlerini ezberlemek zorundadır.

An actor has to memorize his lines.

Tom ünlü bir aktör oldu.

Tom became a famous actor.

İsa'yı oynayan aktör oldukça yakışıklı.

The actor who plays Jesus is quite handsome.

Aktör duygu ile rol oynadı.

The actor played the part with feeling.

Tom çok iyi bir aktör.

Tom is a very good actor.

O garson ve ayrıca aktör.

He is a waiter and also an actor.

O, ünlü bir aktör oldu.

He became a famous actor.

Tom'un bir aktör olması gerekirdi.

- Tom should've been an actor.
- Tom should have been an actor.

Bu aktör kendi hünerlerini yapar.

This actor does his own stunts.

Suflör neyse, aktör de o'dur.

How's the prompter, so is the Actor.

Tom bir aktör olmayı planlıyor.

Tom plans to become an actor.

Tom bir aktör ve komedyendir.

Tom is an actor and comedian.

Ben iyi bir aktör değilim.

I'm not a good actor.

Tom iyi bir aktör değildi.

Tom wasn't a good actor.

Aktör benden iki yıl daha kıdemli.

The actor is two years senior to me.

Aktör Colarado'da bir saklanma yerine sahip.

The actor has a hideaway in Colorado.

Tom bir aktör olma yeteneğinden yoksundur.

Tom lacks the talent to be an actor.

O, bir aktör olma yeteneğinden yoksundur.

He lacks the talent to be an actor.

Bir filmde aktör olmak ister misin?

Do you want to be an actor in a movie?

Avustralyalı aktör, Andy Whitfield, vefat etti.

The Australian actor, Andy Whitfield, has passed away.

Ben çok iyi bir aktör değilim.

I'm not much of an actor.

Tom bir aktör olma ümidinden vazgeçti.

Tom abandoned the hope of becoming an actor.

En sevdiğim İtalyan aktör Adriano Celentano.

My favorite Italian actor is Adriano Celentano.

Tom ünlü bir aktör olmak istiyor.

Tom wants to be a famous actor.

Tom yetenekli bir aktör, değil mi?

Tom is a talented actor, isn't he?

O genç aktör James Dean adında biri.

That young actor is a James Dean.

O, Amerikan sahnesinde en iyi aktör oldu.

He became the finest actor on the American stage.

Hayalim Holivud'da bir aktör olarak başarılı olmaktır.

My dream is to make it as an actor in Hollywood.

Filmin yapımı sırasında aktör yanlışlıkla vurularak öldürüldü.

The actor was accidentally shot dead during the making of the movie.

- Ben artık oyuncu değilim.
- Artık aktör değilim.

I'm not an actor anymore.

Aktör neredeyse hiç eskisi kadar popüler değil.

The actor is nowhere near as popular as he used to be.

Bu aktör hem yakışıklı hem de yetenekli.

That actor is both handsome and skillful.

O bir aktör ile birlikte resim çektirdi.

She had a picture taken with an actor.

Sonunda James Bond bir aktör olarak onu yaptı.

At last, James Bond made it as an actor.

Onlardan biri bir aktör, birini öldürme numarası yapacak.

One of them is an actor, who is going to pretend to murder someone.

O, ünlü bir aktör olmak için can attı.

He aspired to be a famous actor.

Babası ünlü bir aktör olan bir arkadaşım var.

I have a friend whose father is a famous actor.

- Tom iyi bir aktör değil.
- Tom iyi bir oyuncu değil.

Tom isn't a good actor.

Aktör yarım saatten az süre içinde beş tane karakter oynayacak.

The actor will play five characters in less than half an hour.

- En sevdiğin aktör ve aktris kim?
- En beğendiğin erkek ve kadın oyuncu kim?

Who's your favorite actor or actress?