Translation of "Hoştu" in English

Oldukça hoştu.

It was quite pleasant.

Çok hoştu.

It was very nice.

Teklifin hoştu.

It was nice of you to offer.

Tom hoştu.

Tom used to be nice.

Uğraman hoştu.

It was nice of you to stop by.

Seni görmek hoştu!

Nice seeing you!

Seninle tanışmak hoştu.

It's been nice meeting you.

Dün hava hoştu.

We had nice weather yesterday.

Onunla konuşmak hoştu.

- It was nice to speak with her.
- It was nice to talk to her.

O gerçekten hoştu.

That was very nice.

Hoştu, değil mi?

That was nice, wasn't it?

Herkes gerçekten hoştu.

Everyone's been really nice.

Ziyaretimiz çok hoştu.

Our visit has been very pleasant.

Ah, çocukluğum hoştu!

Oh, my childhood was nice!

Kuş ötüşü hoştu.

The birdsong was pleasant.

Tom'la konuşmak hoştu.

It was nice to speak with Tom.

Burada seninle tanışmak hoştu.

It was nice meeting you here.

Seninle tanışmak çok hoştu.

- It was very nice meeting you.
- It was so nice to meet you.

Sizinle tanışmak çok hoştu.

So pleased to meet you.

Seyahat arkadaşlarımın çoğu hoştu.

Most of my traveling companions were nice.

Buraya kadar gelmeniz hoştu.

It was nice of you to show up.

Tom gerçekten çok hoştu.

Tom has actually been really nice.

Benim annem gençken çok hoştu

My mother was very pretty when she was young.

Eski arkadaşımla buluşmak çok hoştu.

Meeting my old friend was very pleasant.

Seni tekrar görmek çok hoştu.

It was very nice seeing you again.

Onlar bana karşı çok hoştu.

They have been very nice to me.

Onun yokluğu benim için çok hoştu.

His absence was very pleasant for me.

Bizim için bunu yapman çok hoştu.

It was sweet of you to do this for us.

Ödevimde bana yardımcı olman çok hoştu.

It was very nice of you to help me with my homework.

Tom'un yapılması gerekenleri yapmasına yardım etmeniz hoştu.

It was nice of you to help Tom do what needed to be done.

- Seninle tanıştığıma memnun oldum.
- Seninle tanışmak hoştu.

It's nice meeting you.

- Sizinle tanışmak hoştu, Ken.
- Tanıştığımıza memnun oldum, Ken.

Nice to meet you, Ken.

Sizinle tanışmak hoştu. Sizden dört gözle haber bekliyorum.

It was nice to meet you, and I look forward to hearing from you.