Translation of "Hoşlanıyordu" in English

0.007 sec.

Examples of using "Hoşlanıyordu" in a sentence and their english translations:

Tom gülmekten hoşlanıyordu.

Tom liked to laugh.

Tom ondan hoşlanıyordu.

- Tom would've liked that.
- Tom would have liked that.

Tom partiden hoşlanıyordu.

Tom was enjoying the party.

Sami, Leyla'dan hoşlanıyordu.

Sami liked Layla.

- Leyla gerçekten Sami'den hoşlanıyordu.
- Leyla, Sami'den çok hoşlanıyordu.

- Layla really liked Sami.
- Layla did love Sami.

- Sami gösterişli olmaktan hoşlanıyordu.
- Sami fiyakalı olmaktan hoşlanıyordu.

Sami liked being showy.

Tom burada çalışmaktan hoşlanıyordu.

Tom liked working here.

Tom, çiftlikte çalışmaktan hoşlanıyordu.

Tom enjoyed working on the farm.

Tom poker oynamaktan hoşlanıyordu.

Tom liked to play poker.

Tom, Boston'da yaşamaktan hoşlanıyordu.

Tom liked living in Boston.

Sami ona inanmaktan hoşlanıyordu.

Sami liked to believe that.

Sami iyi hayattan hoşlanıyordu.

Sami liked the good life.

Sami çevresiyle şakalaşmaktan hoşlanıyordu.

Sami liked to joke around.

Sami sahneye çıkmaktan hoşlanıyordu.

Sami liked to perform.

- Tom, kırsal Avustralya'da yaşamaktan hoşlanıyordu.
- Tom, Avustralya kırsalında yaşamaktan hoşlanıyordu.

Tom liked living in rural Australia.

O, çocukları hakkında konuşmaktan hoşlanıyordu.

She liked to talk about her kids.

Bazı insanlar Tom'un fikrinden hoşlanıyordu.

Some people liked Tom's idea.

Leyla gerçekten o adamdan hoşlanıyordu.

Layla really liked that guy.

Sami başarısıyla hava atmaktan hoşlanıyordu.

Sami liked to show off his success.

Sami dışarı çok çıkmaktan hoşlanıyordu.

Sami liked to go out a lot.

Sami dışarı yalnız çıkmaktan hoşlanıyordu.

Sami liked to go out alone.

- Tom, Mary'yi seviyordu.
- Tom, Mary'den hoşlanıyordu.

Tom liked Mary.

Tom ve Mary hala birbirlerinden hoşlanıyordu.

Tom and Mary still liked each other.

Tom gittikçe Mary'den daha çok hoşlanıyordu.

Tom grew to like Mary more and more.

Tom gerçekten bir çiftlikte yaşamaktan hoşlanıyordu.

Tom really enjoyed living on the farm.

Tom, Mary ile vakit geçirmekten hoşlanıyordu.

Tom enjoyed spending time with Mary.

- Tom savaşmayı seviyordu.
- Tom kavga etmekten hoşlanıyordu.

Tom liked to fight.

Sami, Leyla'yı çirkin şeyler söyleyerek kışkırtmaktan hoşlanıyordu.

Sami liked to provoke Layla by saying outrageous things.

- Sanırım Tom gerçekten kendisinden hoşlanıyordu.
- Bence Tom gerçekten eğlendi.

- I think Tom really enjoyed himself.
- I think that Tom really enjoyed himself.

Mary büyüyen bir erkek fatmaydı ve arabaları ve traktörleri onarmaktan hoşlanıyordu.

Mary was a tomboy growing up and liked to repair cars and tractors.

- Sami masa oyunlarını seviyordu.
- Sami masaüstü oyunlardan hoşlanıyordu.
- Sami kutu oyunlarını seviyordu.

Sami liked board games.