Translation of "Hastayım" in English

0.096 sec.

Examples of using "Hastayım" in a sentence and their english translations:

- Ben hastayım.
- Hastayım.

- I am sick.
- I'm ill.
- I'm sick.
- I am ill.

Hastayım.

- I am sick.
- I'm sick!
- I'm ill.

Çok hastayım.

- I feel very ill.
- I am so sick.

Biraz hastayım.

I'm a little sick.

Sanırım hastayım.

I think I'm sick.

Ben hastayım.

I am sick.

Gerçekten hastayım.

- I'm very sick.
- I'm really sick.

- Ben yatak döşek hastayım!
- Çok hastayım!
- Ayakta duramayacak kadar hastayım!

I'm sick as a dog!

Sandığımdan daha hastayım.

I'm sicker than I thought I was.

Ben zaten hastayım.

I'm already sick.

Ben çok hastayım.

I'm very sick.

Şey... Aslında hastayım.

Well... actually, I'm sick.

Ben şiddetle hastayım.

I'm violently sick.

Ben hala hastayım.

I'm still sick.

Ben oldukça hastayım.

I'm pretty sick.

Üç haftadır hastayım.

I've been sick for three weeks.

Çalışamayacak kadar hastayım.

I'm too sick to work.

- Ben hastayım.
- Ben iyi değilim.
- Hastayım.
- Ben sağlıksızım.

I'm unwell.

Hastayım. Doktoru arar mısın?

I'm sick. Will you send for a doctor?

Pazar gününden beri hastayım.

I've been sick since Sunday.

Ben düşündüğümden daha hastayım.

I'm sicker than I thought.

Çok uzun süredir hastayım.

I've been sick for a very long time.

Bugün okula gidemem. Hastayım.

I can't go to school today. I'm sick.

Ben hastayım, değil mi?

I'm ill, aren't I?

Ben buradaki bir hastayım.

I'm a patient here.

Ben ölümcül derecede hastayım.

I'm terminally ill.

Onu yapamayacak kadar hastayım.

I'm too sick to do that.

Ben sigara içemem. Ben hastayım.

I cannot smoke. I am sick.

Geçen cumadan beri yatakta hastayım.

I have been ill in bed since last Friday.

- Biraz hastayım.
- Biraz midem bulanıyor.

I'm a little sick.

Ben sadece şu anda hastayım.

I am sick only now.

Hastayım ve fast food'tan bıktım.

I am sick and tired of fast food.

Seni uyarıyorum, ciddi biçimde hastayım!

I'm warning you, I'm seriously ill!

Ben hastayım, muhtemelen onu yapmayacağım.

I'm sick, so I probably won't do that.

Ben hastayım ve bunu yapmaktan bıktım.

I'm sick and tired of doing that.

- Gelemem çünkü hastayım.
- Hasta olduğum için gelemiyorum.

I won't come because I'm sick.

Hastayım, bu nedenle benimle yemek hakkında konuşma.

I'm sick, so don't talk me about food.

Ben hastayım, bu nedenle onu bugün yapamam.

I'm sick, so I can't do that today.

Şu anda hastayım ve hiçbir şey beni gerçekten daha iyi hissettirmiyor.

I'm sick right now, and nothing is really making me feel better.

- Hastayım, bu yüzden dilim hiçbir şeyin tadını almıyor.
- Hasta olduğum için dilim tat almıyor.

I'm sick, so I can't taste anything.