Translation of "Gariptir" in English

Hayat gariptir.

Life is strange.

Hayat bazen gariptir.

Life is strange sometimes.

Erkekler bazen gariptir.

Boys are strange sometimes.

Kızlar bazen gariptir.

Girls are strange sometimes.

Hepsi biraz gariptir.

That's all a little strange.

Sami oldukça gariptir.

Sami is pretty weird.

- O sakardır.
- O gariptir.

She is awkward.

- Tom gariptir.
- Tom tuhaftır.

- Tom's strange.
- Tom's weird.
- Tom is weird.
- Tom is strange.

Tom'u severim ama o gariptir.

I like Tom, but he's weird.

Onun davranışı bugün çok gariptir.

His behavior is very odd today.

Onların sorunları bazen çok gariptir.

Their problems are sometimes so weird.

Görünüşü de hayat tarzı kadar gariptir.

Her looks are as strange as her lifestyle.

- Sami çok gariptir.
- Sami çok tuhaftır.

Sami is very weird.

Gariptir, bu sonbaharda çok sayıda pembe dizi izliyorum.

Oddly, I've been watching a lot of telenovelas this fall.

Fok balıkları karada sakar ve gariptir, ancak suda çok zariftir.

Seals are clumsy and awkward on land, but very graceful in the water.

Ama gariptir ki onlara yaklaştıkça birçok açıdan çok benzediğimizi fark ediyorsun.

But the strange thing is, as you get closer to them, you realize that we're very similar in a lot of ways.