Translation of "Davranışı" in English

0.008 sec.

Examples of using "Davranışı" in a sentence and their english translations:

Davranışı sıradışıydı.

- Her behavior was a departure from the normal.
- Her behaviour was out of the ordinary.

Onun davranışı soğuktu.

Her manner was cold.

Onun davranışı centilmenceydi.

His behavior was that of a gentleman.

Onun davranışı tehlikeliydi.

His act was dangerous.

Onun davranışı kötüydü.

- He behaved badly.
- His behaviour was bad.

Tom'un davranışı kötüydü.

Tom's behavior was bad.

Tom'un davranışı affedilmez.

Tom's behavior was inexcusable.

Tom'un davranışı değişti.

Tom's behavior has changed.

Tom'un davranışı mükemmel.

Tom's attitude is excellent.

Tom'un davranışı müthiş.

Tom's attitude is awesome.

Davranışı kibirinin göstergesidir.

Her manner marks her pride.

Onun davranışı dramatikti.

His behavior was theatrical.

- Sami'nin tuhaf davranışı devam etti.
- Sami'nin garip davranışı sürdü.

Sami's strange behavior continued.

Adamın davranışı çok garipti.

The man's behavior was very odd.

Onun davranışı ortama uygundu.

Her behavior was appropriate to the occasion.

Onun davranışı övgüye değer.

His behavior is worthy of praise.

Onun davranışı şüphe üzerinedir.

His conduct is above suspicion.

Şu hayvanların davranışı saçmadır.

Those animals' behavior is absurd.

Onun davranışı takdire değerdi.

His conduct was admirable.

Onun davranışı bazen tuhaftır.

His behavior is sometimes strange.

Davranışı gerçekten sinirlerimi bozdu.

Her behavior really got on my nerves.

Onun davranışı beni şaşırttı.

His behavior puzzled me.

Onun davranışı polisi kızdırdı.

His behavior angered the policeman.

Onun davranışı bizi şaşırttı.

- We were surprised by his behavior.
- We were surprised by his behaviour.

Onun davranışı takdire şayandır.

His behavior is worthy of respect.

Tom'un davranışı hakında endişeleniyorum.

I'm worried about Tom's behavior.

Davranışı beni rahatsız etti.

His behavior bothered me.

Davranışı için onu eleştirdik.

We criticized her for her behavior.

Tom'un partideki davranışı affedilmezdi.

- Tom's behaviour at the party was inexcusable.
- Tom's behavior at the party was inexcusable.

Tom'un davranışı kabul edilemez.

Tom's behavior is unacceptable.

Tom'un davranışı kabul edilemezdi.

Tom's behavior was unacceptable.

Tom'un davranışı utanç vericiydi.

Tom's behavior was shameful.

Bilgisayarımın davranışı beni şaşırtır.

My computer behavior's surprises me.

Tom suç davranışı okudu.

Tom studied criminal behavior.

Tom'un davranışı çok gelişti.

Tom's behavior has improved a lot.

Leyla'nın davranışı çizgiyi aştı.

Layla's behavior crossed the line.

Sami'nin davranışı Leyla'yı kızdırdı.

Sami's behavior infuriated Layla.

Onun davranışı çok kaba.

Her behaviour is very vulgar.

Nerede kaldı Müslümanlığın güzel davranışı?

Where did the beautiful behavior of Islam?

Ona davranışı için hesap soruldu.

She was asked to account for her conduct.

Onun davranışı bizi rahatsız ediyor.

His behavior troubles us.

Onun davranışı gerçekten sinirlerimi bozdu.

His behavior really got on my nerves.

Onun kaba davranışı beni kızdırır.

His rude behavior makes me angry.

Onların kaba davranışı beni kızdırır.

Their rude behavior makes me angry.

Tom'un davranışı beni çileden çıkardı.

Tom's behavior infuriated me.

Onun davranışı bugün çok gariptir.

His behavior is very odd today.

Tom'un arkadaşça davranışı bizi yanılttı.

Tom's friendly manner deceived us.

Tom'un kaba davranışı, çocukları korkuttu.

Tom's rough manner frightened the children.

Onun davranışı beni gerçekten şaşırttı.

His behavior truly surprised me.

Tom'un davranışı için mazeret yok.

There's no excuse for Tom's behavior.

Tom'un harika bir davranışı var.

Tom has a wonderful attitude.

Tom'un davranışı için özür dilerim.

I apologize for Tom's behavior.

Bu çocuğun davranışı sadece korkunç.

This child's behaviour is just terrible.

Bayanın davranışı her zaman onurluydu.

The lady's behaviour was always dignified.

Onun davranışı söylediği ile çelişiyor.

His behavior conflicts with what he says.

Biz onun davranışı tarafından şaşırmıştık.

- We were surprised by his behavior.
- We were surprised by his behaviour.

Tom'un davranışı kimseye zarar vermiyor.

Tom's behavior isn't harming anyone.

Sami'nin sert davranışı tahmin edilemez.

Sami's violent behavior can't be predicted.

Sami'nin garip davranışı devam etti.

Sami's odd behavior persisted.

Sami'nin davranışı Leyla'yı kızdırmaya başladı.

Sami's behavior started to infuriate Layla.

Sami'nin davranışı Leyla'yı rahatsız etti.

Sami's behavior bothered Layla.

Onu engelledim çünkü davranışı uygunsuzdu.

I blocked him because his behavior was not appropriate.

Biri böyle bir kötü davranışı kınamalıdır.

One must deplore such bad behavior.

Onun tuhaf davranışı şüphelenmemize neden oldu.

- Her unusual behavior gave rise to our suspicions.
- Her unusual behavior caused our suspicions.

Onun iyi davranışı tarafından çok etkilendim.

- I was most impressed by his good behavior.
- I was very impressed by his good behavior.

Bazen onun garip bir davranışı vardır.

His behaviour is sometimes weird.

Kötü davranışı için kendini mazeret gösterdi.

He excused himself for his bad behavior.

Bu adamın davranışı gizemli ve şüphelidir.

This man's behaviour is mysterious and suspect.

Davranışı, onun kafasında şüphelere yol açtı.

Her conduct gave rise to suspicions in his mind.

Tom'un davranışı hakkında bazı şikâyetler aldık.

We've gotten some complaints about Tom's behavior.

Onun kaba davranışı tarafından rencide edildim.

I was offended by her crude manners.

Tom oğlunun davranışı tarafından mahcup edilmişti.

Tom was embarrassed by his son's behavior.

Tom Mary'nin davranışı tarafından biraz şaşırtıldı.

Tom was a little surprised by Mary's behavior.

Bu tür davranışı derhal durdurman gerekiyor.

You need to stop this kind of behavior right away.

Yavaş yavaş, davranışı ile onu çekebildi.

Bit by bit, he could attract her with his behaviour.

Tom Mary'nin davranışı hakkında şikayetçi oldu.

Tom has complained about Mary's behavior.

Sami'nin davranışı Leyla'yı gerçekten rahatsız etti.

Sami's behavior made Layla really uncomfortable.

Tom Mary'nin kötü bir davranışı olduğunu söyledi.

- Tom said Mary had a bad attitude.
- Tom said that Mary had a bad attitude.

Onun davranışı, benim hatırladığım gibi, çok kötüydü.

His behavior, as I remember, was very bad.

Tom Mary ile davranışı hakkında konuşmamı istiyor.

Tom wants me to talk to Mary about her behavior.

Onun anormal davranışı hakkında ne karara varıyorsun?

What do you conclude about her abnormal behavior?

Onun görünüşü ve davranışı beni ondan utandırdı.

His appearance and behavior made me ashamed of him.

Bir genç kız için onun davranışı anormal.

Her behavior is abnormal for a young girl.

Onun davranışı arkadaşlarının çoğunu hayal kırıklığına uğrattı.

His behavior disappointed many of his friends.

Tom oğlunun kaba davranışı için özür diledi.

Tom apologized for his son's rude behavior.

Mary Tom'un düzensiz davranışı tarafından rahatsız oldu.

Mary was troubled by Tom's erratic behavior.

Hakem sportmenlik dışı davranışı nedeniyle Tom'u gönderdi.

The referee sent Tom off for unsportsmanlike behaviour.

Aynı davranışı kedilerde ve köpeklerde de görüyoruz.

We see the same behaviour in cats and dogs.

Onun davranışı genç bir kız için normal değil.

- Her behavior isn't normal for a young girl.
- Her behaviour isn't normal for a young girl.

Onun davranışı henüz toplumsal olarak kabul edilebilir değildir.

Her behaviour just isn't socially acceptable.

Takım onun küfürlü davranışı için koçun kovulmasını istedi.

The team wanted the coach fired for his abusive behavior.

- Davranışı saygıyı hak ediyor.
- Davranışınız saygıyı hak ediyor.

Her action deserves respect.

Yaklaşık beş içkiden sonra, Tom'un davranışı öngörülemez olur.

After about five drinks, Tom's behaviour becomes unpredictable.

Onun insanlara sıcak davranışı onu oldukça popüler yapmıştı.

His warm way with people had made him hugely popular.

Fadıl'ın davranışı daha kontrollü ve dengesiz hale geliyordu.

Fadil's behavior was becoming more controlling and erratic.

O, onun tuhaf davranışı için özel bir açıklama yapmadı.

He offered no specific explanation for his strange behavior.