Translation of "Gözlüğü" in English

Bu, Tom'un gözlüğü.

These are Tom's glasses.

Güneş gözlüğü takıyorum.

I'm wearing sunglasses.

Gözlüğü dikkatli kullanın.

Handle the glasses carefully.

Güneş gözlüğü takıyordum.

I was wearing sunglasses.

Boom! At gözlüğü çıktı.

Boom! Blinders off.

O güneş gözlüğü takıyor.

She's wearing sunglasses.

Geceleyin güneş gözlüğü takıyorum.

I wear sunglasses at night.

Onun güneş gözlüğü var.

She has sunglasses.

Tom gözlüğü olmadan göremez.

Tom can't see without his glasses.

Bir güneş gözlüğü aldım.

I bought a pair of sunglasses.

O, güneş gözlüğü takıyor.

- He is wearing sunglasses.
- He's wearing sunglasses.

Tom gözlüğü olmadan okuyamaz.

Tom can't read without his glasses.

Gözlüğü kim icat etti?

Who invented glasses?

Tom güneş gözlüğü takıyor.

- Tom is wearing sunglasses.
- He's wearing sunglasses.

Ben güneş gözlüğü takacağım.

I will wear sunglasses.

Hangi güneş gözlüğü pembedir?

What sunglasses are pink?

Kim güneş gözlüğü takıyor?

Who wears the sunglasses?

Yeni güneş gözlüğü aldım.

I bought new sunglasses.

Bu, Tom'un güneş gözlüğü.

These are Tom's sunglasses.

Bu kimin güneş gözlüğü?

Whose sunglasses are these?

Bu güneş gözlüğü Tom'un.

Those sunglasses are Tom's.

Bu güneş gözlüğü benim.

Those sunglasses are mine.

O, gözlüğü kırmamak için dikkatliydi.

She was careful not to break the glasses.

Neden geceleyin güneş gözlüğü takıyorsun?

Why are you wearing sunglasses at night?

Tom bir güneş gözlüğü taktı.

- Tom put on a pair of shades.
- Tom put on a pair of sunglasses.

Tom genellikle güneş gözlüğü takar.

Tom often wears sunglasses.

Bu, Boston'da aldığım güneş gözlüğü.

This is the pair of sunglasses I bought in Boston.

Bir güneş gözlüğü almak istiyorum.

I want to buy a few pairs of sunglasses.

Tom hep güneş gözlüğü takar.

Tom always wears shades.

Büyük bir güneş gözlüğü aldım.

I bought a large pair of sunglasses.

Tom gözlüğü olmadan neredeyse göremez.

Tom can hardly see without his glasses.

Sık sık güneş gözlüğü takarım.

I often wear sunglasses.

Bu gözlüğü sana kim verdi?

Who gave you these glasses?

Bu güneş gözlüğü sizin mi?

Are these sunglasses yours?

Tom'un güneş gözlüğü hâlâ masada.

Tom's sunglasses are still on the table.

Tom'un yeni güneş gözlüğü var.

Tom has new sunglasses.

Bu güneş gözlüğü çok pahalıydı.

These sunglasses were very expensive.

Bu güneş gözlüğü çok pahalıdır.

These sunglasses are very expensive.

O, Tom'un güneş gözlüğü mü?

Are those Tom's sunglasses?

Bu güneş gözlüğü Tom'un mu?

Are these sunglasses Tom's?

Bu güneş gözlüğü Tom'a ait.

This pair of sunglasses belongs to Tom.

Annen neden hep güneş gözlüğü takıyor?

Why does your mother always wear sunglasses?

Neredeyse her gün güneş gözlüğü takıyorum.

I wear sunglasses almost every day.

"Bu güneş gözlüğü kimin?" "O Nabil'in"

"Whose sunglasses are these?" "They are Nabil's."

Tom yeni bir güneş gözlüğü aldı.

Tom bought a new pair of sunglasses.

Havuzun etrafında bir güneş gözlüğü buldum.

I found a pair of sunglasses by the swimming pool.

Tom'u her gördüğümde güneş gözlüğü takıyor.

Every time I see Tom, he's wearing sunglasses.

Çift odaklı gözlüğü kim icat etti.

Who invented bifocals?

Tom bazen içerde güneş gözlüğü takar.

Tom sometimes wears sunglasses indoors.

Tom gözlüğü olmadan bir şey göremiyor.

- Tom can't see anything without his glasses.
- Tom can't see a thing without his glasses.

Tom için bir güneş gözlüğü aldım.

I bought a pair of sunglasses for Tom.

Neredeyse her zaman güneş gözlüğü takarım.

I almost always wear sunglasses.

Gözlerimi güneşten korumak için güneş gözlüğü taktım.

I wore sunglasses to protect my eyes from the sun.

Tom güneş gözlüğü takıyor ve tişört giymiyor.

Tom is wearing sunglasses and no shirt.

Tom dışarı çıktığında genellikle güneş gözlüğü takar.

Tom usually wears sunglasses whenever he goes outside.

Tom neredeyse her zaman güneş gözlüğü takar.

Tom almost always wears sunglasses.

Tom teknik olarak koruma gözlüğü takıyor olmalı.

- Tom should really wear safety glasses.
- Tom should technically be wearing safety goggles.

Tom'un yeni bir çift güneş gözlüğü var.

Tom has a new pair of sunglasses.

Ben araba kullanırken genellikle güneş gözlüğü takarım.

I often wear sunglasses when I'm driving.

Tom, Mary'den bir güneş gözlüğü ödünç aldı.

Tom borrowed a pair of sunglasses from Mary.

- Tom ve Mary her ikisi de güneş gözlüğü takıyorlardı.
- Hem Tom hem de Mary güneş gözlüğü takıyorlardı.

Tom and Mary were both wearing sunglasses.

Yüzlerine kaç tane sanal VR gözlüğü yapıştırırlarsa yapıştırsınlar

No matter how many VR goggles they slap on their faces

Gözlerini ultraviyole ışınlarından korumak için güneş gözlüğü taktı.

He put on sunglasses to protect his eyes from ultraviolet rays.

Bu senin mi yoksa kız kardeşinin mi gözlüğü?

Is that your or your sister's glass?

Sözde ücretsiz olan gözlüğü, gerçekte bedavaya satmamakla suçlanıyor.

partly cover the costs of the second, supposedly free pair, making it not actually free.

Mary ışığa karşı duyarlı olduğundan güneş gözlüğü takıyor.

Mary is sensitive to light, so she wears sunglasses.

Dışarı çıktığımda neredeyse her zaman güneş gözlüğü takıyorum.

I almost always wear sunglasses when I go outside.

Hem Tom hem de Mary güneş gözlüğü takıyorlar.

- Both Tom and Mary are wearing sunglasses.
- Tom and Mary are both wearing sunglasses.

Tom bir hasır şapka ve güneş gözlüğü takıyordu.

Tom was wearing a straw hat and sunglasses.

Bugün hava güneşli, bu yüzden herkes güneş gözlüğü takıyor.

Today it's very sunny, so everyone is wearing sunglasses.

Tom genellikle çok parlak olmasa bile güneş gözlüğü takıyor.

Tom usually wears sunglasses even when it's not so bright.

Tom her zaman güneş gözlüğü ve bir trençkot giyer.

Tom always wears sunglasses and a trench coat.

Tom torpido gözünü açtı ve bir güneş gözlüğü çıkardı.

Tom opened the glove compartment and took out a pair of sunglasses.

Tom yerel eczaneden bir ucuz okuma gözlüğü satın aldı.

Tom bought some cheap reading glasses at the local drugstore.

Tom her zaman güneş gözlüğü takar, hatta evde bile.

Tom always wears sunglasses, even indoors.

Ben her zaman güneş gözlüğü takıyorum, hatta içeride bile.

I always wear sunglasses, even indoors.

Genelde hava çok güneşli değilken bile güneş gözlüğü takar.

He usually wears sunglasses even when it's not so bright.

Tom aynalı güneş gözlüğü ve ve siyah bir beyzbol şapkası takıyordu.

Tom was wearing mirrored sunglasses and a black baseball cap.

- Bunların kimin gözlükleri olduğunu bilmiyorum.
- Ben bunun kimin gözlüğü olduğunu bilmiyorum.

I don't know whose glasses these are.

İnsan gözlüksüz bir şey göremediğinden, gözlüğü yokken gözlük araması çok sinir bozucu bir şey.

It's very frustrating to try to find your glasses when you can't see anything without glasses.