Translation of "Göstereceğim" in English

Sana göstereceğim.

- Oh, let me show you.
- I'll show you.

Sana benimkini göstereceğim.

I’ll show you mine.

Sana etrafı göstereceğim.

- I will show you around.
- I'll show you everything.

Sana resmi göstereceğim.

I will show you the picture.

Sana bazılarını göstereceğim.

I'll show you some.

Sana fotoğrafı göstereceğim.

I'm going to show you the photo.

Bak, sana göstereceğim.

Look, I'll show you.

Dileklerine saygı göstereceğim.

I'll honor your wishes.

Tom'a yolu göstereceğim.

I'll show Tom the way.

Ben yol göstereceğim.

I will guide.

Ona arabamı göstereceğim.

I will show her my car.

Sana odanı göstereceğim.

I'll show you up to your room.

Onu sana göstereceğim.

I'll show that to you.

Onu onlara göstereceğim.

I'll show that to them.

Onu ona göstereceğim.

I'll show that to him.

Onlara yolu göstereceğim.

I'll show them the way.

Ona yolu göstereceğim.

- I'll show him the way.
- I'll show her the way.

Sana albümümü göstereceğim.

I'll show my album to you.

Sana kementleri göstereceğim.

I'll show you the ropes.

Sana göstereceğim. İzle.

I'll show you. Watch.

Gel, sana göstereceğim.

Come, I'll show you.

Bunu Tom'a göstereceğim.

- I'll show it to Tom.
- I'm going to show this to Tom.

Size programı göstereceğim.

I'll show you the schedule.

- Sana çalıştığım yeri göstereceğim.
- Sana nerede çalıştığımı göstereceğim.

I'll show you where I work.

- Sana özgürlüğe giden yolu göstereceğim.
- Sana özgürlük yolunu göstereceğim.
- Size özgürlüğe giden yolu göstereceğim.

I'll show you the way to freedom.

Size birkaç örnek göstereceğim

I'm going to show you a couple of examples --

Ben sana şehri göstereceğim.

- I'll show you around the city.
- I will show you around the city.
- I'll show you the city.
- I'll show you around town.

Sana haklı olduğumu göstereceğim.

I'll show you that I am right.

Sana bir şey göstereceğim.

I have something to show you.

Hadi, ben sana göstereceğim.

Come on, I'll show you.

Sana her şeyi göstereceğim.

I'll show you everything.

Sana bazı resimler göstereceğim.

I'm going to show you some pictures.

Ben onu Tom'a göstereceğim.

I'll show that to Tom.

Sana birkaç tane göstereceğim.

I will show you some.

Nerede olduğunu sana göstereceğim.

- I'll show you where.
- I'll show you where it is.

Sana kelime listemi göstereceğim.

I'll show you my vocabulary list.

Sana nerede saklanabileceğimizi göstereceğim.

I'll show you where we can hide.

Ben size odanızı göstereceğim.

- I'll show you to your room.
- I'll show you up to your room.

Size çıkış yolunu göstereceğim.

I'll show you the way out.

Sana daha sonra göstereceğim.

I'll show you later.

Sana hatalı olduğunu göstereceğim.

I'll show you that you're wrong.

Sana yeni arabamı göstereceğim.

- I will show you my new car.
- I'm going to show you my new car.
- I'll show you my new car.

Patron kimmiş göstereceğim sana!

I'll show you who's in charge!

Sana yapma yöntemini göstereceğim.

I'll show you how.

Ben sana odamı göstereceğim.

I'll show you my room.

Ben size yolu göstereceğim.

I'll show you the way.

Ne yapabileceğimi sana göstereceğim.

I'll show you what I can do.

Bunu sana tekrar göstereceğim.

I'll show it to you again.

- Sana bunun nasıl çalıştığını göstereceğim.
- Size bunun nasıl çalışığını göstereceğim.

I'll show you how it works.

Bakın bir şey göstereceğim size.

Look, I'll show you something.

Onu nasıl halledeceğini sana göstereceğim.

I will show you how to solve it.

Sana istasyona giden yolu göstereceğim.

I'll show you to the station.

Nasıl balık yakalayacağını sana göstereceğim.

I'll show you how to catch fish.

Şimdi kuklalarla bu öneriyi göstereceğim.

Now I'll demonstrate this proposal with puppets.

Bunu nasıl yapacağını sana göstereceğim.

- I'll show you how to do it.
- I'll show you how to do that.

Sana şaşırtıcı bir şey göstereceğim.

I'm going to show you something amazing.

Onu nasıl yapacağını Tom'a göstereceğim.

- I'm going to show Tom how to do it.
- I'll show Tom how to do that.

Size Tom'un bana verdiğini göstereceğim.

I'll show you what Tom gave me.

Bunun nasıl yapıldığını sana göstereceğim.

I'll show you how it's done.

Onun nerede olduğunu size göstereceğim.

I'll show you where it is.

Hadi! Sana yenilginin tadını göstereceğim.

Come on! I will show you the taste of defeat.

Buraya gel, ve sana göstereceğim.

Come here, and I'll show you.

Parka nasıl gidileceğini sana göstereceğim.

I will show you how to go to the park.

Tom'a göstereceğim bir şeyim var.

I have something to show Tom.

Mutfağın nerede olduğunu sana göstereceğim.

I'll show you where the kitchen is.

Sana bir tane daha göstereceğim.

I'll show you another one.

Size sonra ne yapacağınızı göstereceğim.

I'll show you what to do next.

Nasıl yapılması gerektiğini sana göstereceğim.

I'm going to show you how it's done.

Şimdi size sayısal modelimin sonuçlarını göstereceğim

I'll show you now the results of my numeric model,

Ben, istasyona giden yolu size göstereceğim.

I'll show you the way to the station.

Sana az önce aldığım arabayı göstereceğim.

I'll show you the car I've just bought.

Buraya gel. Sana bir şey göstereceğim.

Come here. I'll show you something.

Şimdi ne yapmayı bildiğimi sana göstereceğim.

Now, I'll show you what I know to do.

Elimi tut. Sana bir şey göstereceğim.

Take my hand. I want to show you something.

Dikkatlice bak. Nasıl yapıldığını sana göstereceğim.

Look carefully. I'm going to show you how it's done.

Bu oyunun nasıl oynandığını sana göstereceğim.

I'll show you how this game is played.

Ben sadece sana bir kez göstereceğim.

I'm only going to show you once.

Bugün size başka bir yönümü göstereceğim.

Today I'm going to show you another side of me.

Sana insanın küllerinden yeniden doğabileceğini göstereceğim.

I will show you that man can be reborn from his ashes.

Size kimin en hızlı olduğunu göstereceğim.

I'll show you who's the fastest.

Tom'a bir borunun ne olduğunu göstereceğim.

I'll show Tom what a pipe is.

Senin için özel bir performans göstereceğim.

I'll hold a special performance for you.