Translation of "Durduğu" in English

Durduğu yerden sürücüyü görebiliyordu.

She could see the driver from where she stood.

Tom Mary'nin durduğu yere gitti.

Tom went over to where Mary was standing.

Tom Mary'nin durduğu yeri gösterdi.

Tom pointed to where Mary was standing.

Otobüsün durduğu yer burası mı?

Is it here that the bus stops?

Tom Mary'yi durduğu yerden göremedi.

Tom couldn't see Mary from where he stood.

Bu ev durduğu haliyle satılmaz.

This house will not sell as it stands.

Tom durduğu yerden gölü göremiyordu.

Tom couldn't see the lake from where he was standing.

Tom durduğu yerden Mary'yi görebiliyordu.

Tom could see Mary from where he stood.

Yağmur durduğu için, oyuna tekrar başladılar.

Since the rain stopped, they resumed the game.

Tom'un bana söyleyip durduğu şey bu.

That's what Tom keeps telling me.

Tom Mary'nin durduğu yere doğru yürüdü.

Tom walked over to where Mary was standing.

Jason'ın az önce arkasında durduğu kapıyı örten

I see what looks like a pink mist

Yağmur durduğu için onlar oyuna devam ettiler.

The rain being over, they went on with the game.

Ne kadar zorlandığı, Flanagan'ın durduğu vakit Coltrane'in yıldırım gibi

It really becomes apparent how much he struggled, when you hear Coltrane take off at lightning

Bana sürekli bahsedip durduğu şu apartmanı gerçekten gidip görmek istiyorum.

I'd so love to visit that apartment he always keeps telling me about.