Translation of "Fiziği" in English

Takma kafana fiziği, astrofiziği.

His head physique, astrophysics.

Kitap kuantum fiziği hakkındaydı.

The book was about quantum physics.

Benim uzmanlığım parçacık fiziği.

My specialty is particle physics.

Hareket yasalarıyla modern fiziği başlattı

He launched modern physics by his laws of motion,

Keiko'nun güzel bir fiziği var.

Keiko has a good figure.

Tom'un, yaşına göre fiziği oldukça düzgün.

Tom is in pretty good shape for his age.

Bu oyunun gülünç göğüs fiziği var.

This game has ridiculous breast physics.

- Tom'un fiziği iyi.
- Tom fizik dersinde başarılıdır.

Tom does well in physics.

Kuantum fiziği böylece evrenin temel bir birliğini ortaya koyar.

Quantum physics thus reveals a basic oneness of the universe.

Ben fiziği seviyorum ve matematiği daha da çok seviyorum.

I like physics, and I like mathematics even more.

Tom'un dünya standartlarında bir kürekçiye göre mükemmel bir fiziği var.

Tom has the perfect physique for a world-class rower.