Translation of "Etkilenmiş" in English

Tom etkilenmiş.

- Tom's impressed.
- Tom is impressed.

Onlar etkilenmiş.

They're impressed.

Çocuklar etkilenmiş.

The kids are impressed.

Etkilenmiş değildim.

I wasn't impressed.

Etkilenmiş görünüyordun.

You seemed impressed.

Etkilenmiş görünmüyorsun.

You seem to be unimpressed.

Mary çok etkilenmiş.

Mary is very impressed.

Çok etkilenmiş görünmüyorsun.

You don't seem very impressed.

Özellikle etkilenmiş değilim.

I'm not particularly impressed.

Hâlâ etkilenmiş değilim.

I'm still not impressed.

Tom etkilenmiş görünüyordu.

- Tom seemed impressed.
- Tom seemed to be impressed.
- Tom looked impressed.

Onlar etkilenmiş değildi.

- They were not impressed.
- They weren't impressed.

Tom etkilenmiş davranıyor.

Tom acts impressed.

Tom etkilenmiş değil.

Tom isn't impressed.

Tom etkilenmiş görünüyor.

- Tom looks impressed.
- Tom seemed impressed.

Tom etkilenmiş görünmüyor.

Tom doesn't look impressed.

Tom oldukça etkilenmiş.

Tom is obviously shaken.

Tom gerçekten etkilenmiş.

Tom is really impressed.

Tom etkilenmiş görünmüyordu.

Tom didn't seem impressed.

Etkilenmiş gibi görünmüyordu.

She didn't seem impressed.

Etkilenmiş davranmaya çalıştım.

I tried to act impressed.

Ben etkilenmiş değildim.

I was unimpressed.

Tom etkilenmiş olabilir.

- Tom may be impressed.
- Tom might be impressed.

Tom etkilenmiş olmalıydı.

- Tom should've been impressed.
- Tom should have been impressed.

Tom etkilenmiş olmalı.

- Tom must've been impressed.
- Tom must have been impressed.

Tom etkilenmiş olmayacak.

Tom will be unimpressed.

Çok etkilenmiş değilim.

I'm not very impressed.

Sen çok etkilenmiş olacaksın.

You'll be very impressed.

Tom çok etkilenmiş görünüyordu.

Tom seemed very impressed.

Tom da etkilenmiş olabilir.

Tom could be affected, too.

Tom çok etkilenmiş görünmüyor.

Tom doesn't seem very impressed.

Tom çok etkilenmiş görünmüyordu.

Tom didn't seem very impressed.

Tom çok kötü etkilenmiş.

Tom is very shaken.

Tom gerçekten etkilenmiş görünüyordu.

- Tom seemed really impressed.
- Tom seemed real impressed.

Mary etkilenmiş gibi görünmüyordu.

Mary didn't seem impressed.

Tom etkilenmiş göründüğümü söyledi.

- Tom said I looked impressed.
- Tom said that I looked impressed.

Sen etkilenmiş gibi görünüyordun.

You looked like you were impressed.

Tom hâlâ etkilenmiş değil.

Tom is still unimpressed.

Tom muhtemelen etkilenmiş olacak.

Tom is likely going to be impressed.

Tom etkilenmiş olduğumu biliyordu.

- Tom knew that I was impressed.
- Tom knew I was impressed.

Herkes o kadar etkilenmiş değildi.

Not everyone was that impressed.

Tom etkilenmiş göründüğümü düşündüğünü söyledi.

- Tom said he thought I seemed impressed.
- Tom said that he thought I seemed impressed.
- Tom said that he thought that I seemed impressed.
- Tom said he thought that I seemed impressed.

Tom Mary'nin etkilenmiş olduğunu düşünüyor.

- Tom thinks Mary is impressed.
- Tom thinks that Mary is impressed.

Tom Mary'nin konuşmasından etkilenmiş görünmüyordu.

Tom didn't seem impressed with Mary's speech.

- Ondan hoşlanmış görünüyordu.
- Ondan etkilenmiş gibiydi.

She seemed attracted to him.

Tom gerçekten Mary'nin konuşmasından etkilenmiş gibi görünüyordu.

Tom seemed really impressed with Mary's speech.

Beth tamamiyle yeni kıyafetlerinden çok etkilenmiş ve mutlu

Mary was very impressed with the professional appearance of her new outfit.

Tom hokkabazlıkta oldukça iyi fakat Mary etkilenmiş gibi görünmüyor.

Tom is pretty good at juggling, but Mary doesn't seem to be impressed.

Yaygın inanışa göre virüsten etkilenmiş kişilere maruz kalan kişilerin hastalığa karşı test edilmesi gerektiği öne sürülüyor.

Prevailing wisdom suggests that people exposed to people who are sick with the virus should be tested for illness themselves.