Translation of "Endişeleniyor" in English

0.004 sec.

Examples of using "Endişeleniyor" in a sentence and their english translations:

Tom endişeleniyor.

- Tom is getting antsy.
- Tom is getting anxious.

Tom çok endişeleniyor.

Tom worries too much.

Geleceği hakkında endişeleniyor.

He is worried about his future.

Tom gerçekten endişeleniyor.

Tom is really getting worried.

Asker mızraklarla ilgili endişeleniyor.

The soldier worries about spears.

O, kilosu hakkında endişeleniyor.

- She worries about her weight.
- He worries about his weight.

Tom geleceği hakkında endişeleniyor.

Tom is worried about his future.

Annesinin sağlığı hakkında endişeleniyor.

He worries about his mother's health.

Tom senin hakkında endişeleniyor.

Tom is worried about you.

Benim hakkımda endişeleniyor musun?

Are you worried about me?

O, Tom hakkında endişeleniyor.

He is concerned about Tom.

Tom ağırlığı hakkında endişeleniyor.

Tom worries about his weight.

Annesi onun hakkında endişeleniyor.

His mother is worried about him.

Neredeydin? Annen çok endişeleniyor.

Where have you been? Your mom is worried sick.

Bu, Tom'dan çok endişeleniyor.

This worries Tom a lot.

Tom, Mary hakkında endişeleniyor.

Tom worries about Mary.

Herkes Cezayir hakkında endişeleniyor.

Everyone is worried about Algeria.

İşte hata yapmaktan endişeleniyor.

She worries about making mistakes at work.

O senin güvenliğin hakkında endişeleniyor.

She's concerned about your safety.

- Tom endişelenecek.
- Tom endişeleniyor olacak.

Tom will be getting anxious.

O benim sağlığım hakkında endişeleniyor.

She worries about my health.

Tom her şey hakkında endişeleniyor.

Tom worries about everything.

O aptalca şeyler hakkında endişeleniyor.

She likes to worry about stupid things.

Neden herkes bunun için endişeleniyor?

Why is everyone so concerned about this?

Benim için hâlâ endişeleniyor musun?

Are you still worried about me?

Sami, Leyla hakkında fazla endişeleniyor.

Sami worries too much about Layla.

Nükleer silahlar hakkında endişeleniyor gibi görünüyorlar.

They seem to be worrying about nuclear weapons.

Tom, iş yaparken yapılan hatalardan endişeleniyor.

Tom worries about making mistakes at work.

Tom Mary hakkında çok fazla endişeleniyor.

Tom worries about Mary too much.

Tom Mary için endişeleniyor, değil mi?

Tom is worried about Mary, isn't he?

- Tom biraz endişeli oluyor.
- Tom biraz endişeleniyor.

Tom is getting a little worried.

Bir sürü insan faturalarını ödeme konusunda endişeleniyor.

Many people worry about paying their bills.

Tom her zaman bir şey için endişeleniyor.

- Tom is always worrying about something.
- I suspect Tom didn't leave when he was supposed to.

Tom bir şey için endişeleniyor, değil mi?

Tom is worried about something, isn't he?

Bugün, bir sürü insan işsiz kalma konusunda endişeleniyor.

Today, many people worry about losing their jobs.

- Tom hakkında kim endişeli?
- Tom hakkında kim endişeleniyor?

- Who is worried about Tom?
- Who's worried about Tom?

- Kızı için hep endişelenir.
- Kızı hakkında her zaman endişeleniyor.

He's always worrying about his daughter.

Tom insanların onun hakkında düşündüğü ile ilgili çok endişeleniyor.

Tom worries too much about what people think about him.

- Tom neler olabileceği hakkında endişeli.
- Tom neler olabileceği hakkında endişeleniyor.

Tom is worried about what might happen.

- Tom'un anne ve babası onun için endişeleniyor.
- Tom'un anne ve babası onun hakkında kaygılanıyor.

Tom's parents are worried about him.