Translation of "Ellerine" in English

Ellerine bayılıyorum.

I adore your hands.

Tom ellerine baktı.

Tom looked down at his hands.

Düşmanın ellerine düştük.

We fell into the hands of the enemy.

Dünyanın varlıklarını ellerine geçirdi.

which have captured the world's wealth.

Ellerine ne geçirirlerse alıyorlar.

Taking everything and anything on offer.

Belge düşmanın ellerine geçti.

The document passed into the enemy's hands.

Isıtmak için ellerine üfledi.

She blew on her hands to warm them.

Tom yüzünü ellerine gömdü.

Tom buried his face in his hands.

Bunu senin ellerine bırakıyorum.

I'm leaving this in your hands.

Tom kendi ellerine baktı.

Tom stared at his hands.

- Ellerine bak.
- Ellerinize bakın.

Look at your hands.

O kendini aşkın ellerine bırakıyor.

She's giving herself up to love.

Kaderimi senin güzel ellerine bırakıyorum.

I put my fate in your beautiful hands.

Tom'un parasını ellerine almak istedin.

You wanted to get your hands on Tom's money.

Bu meseleyi polisin ellerine bırakın.

Put the case in the hands of the police.

O ruhunu Tanrı'nın ellerine yerleştirir.

He places his soul in the hands of God.

Fadıl kabloyu Leyla'nın ellerine bağladı.

Fadil tied the cable to Layla's hands.

Sami kabloyu Leyla'nın ellerine bağladı.

Sami tied the cable to Layla's hands.

Onu ellerine alan insanlardan demokrasiyi kurtarabiliriz.

We can recover democracy from the people who have captured it.

Bu bilginin, düşman ellerine düşmemesi gerekir.

This information must not fall into enemy hands.

Sami meseleyi kendi ellerine almak istiyor.

Sami wants to take matters into his own hands.

Hayatının onun ellerine bırakmak istediğinden emin misin?

Are you sure you want to put your life in her hands?

Sophie o kadar açtı ki ellerine alabileceği her şeyi yedi.

Sophie was so hungry that she ate everything that she could get her hands on.

Eğer biri onun ellerine düşmeden kucağına düşebilseydi kadın daha çekici olurdu.

Woman would be more charming if one could fall into her arms without falling into her hands.

Eğer birisi için yemek hazırlıyorsan, lütfen burnunu çekme, kıçını kaşıma veya ellerine hapşırma.

When you're preparing food for someone, please don't pick your nose, scratch your ass, or sneeze in your hands.

Tanıştığınız insanların ellerine dikkat edin ve onların ne kadar farklı ve ilginç olduklarını gördüğünüze şaşıracaksınız.

Notice the hands of the people you meet and you will be surprised to see how different and how interesting they are.