Translation of "Elindeki" in English

O elindeki nedir?

What's that in your hand?

Sağ elindeki nedir?

What is that you have in your right hand?

Elindeki şey ne?

What's that in your hands?

Tom elindeki şeye baktı.

Tom looked down at what was in his hand.

Tom, Mary'nin elindeki silaha baktı.

Tom stared at the gun in Mary's hand.

Tom bana elindeki bir bıçakla saldırdı.

Tom came at me with a knife in his hand.

- Sol elindeki nedir?
- Sol elinizdeki nedir?

What's that you have in your left hand?

Korsan, elindeki kılıç, güverte üzerine atladı.

The pirate, sword in hand, leapt onto the deck.

Tom Mary'nin elindeki çizikleri fark etti.

Tom noticed scratches on Mary's hands.

O, sol elindeki iki parmağını kaybetti.

She lost two fingers on her left hand.

Fransızların elindeki köyler sürekli, ezici bombardıman altındaydı.

The French-held villages were under  constant, pulverising bombardment.  

Tom kolundaki ve elindeki bazı kemikleri kırdı.

Tom broke some bones in his arm and hand.

- Elindeki de ne öyle?
- Oradaki ne öyle?

What's that you've got there?

Beyazid, elindeki kozu oynadı ve Sırp şövalyelerini öne gönderdi!

Bayezid played his trump card, sending the Serbian knights forward!

, patlayıcı yüklerini ateşlemeye hazırlanırken bir askerin elindeki fitili bile kaptı.

snatched the fuse from a soldier’s hand, as  he prepared to light the explosive charges.

Tom, mektubun kimden geldiğini merak ederek, Mary'nin elindeki zarfa baktı.

Tom stared at the envelope in Mary's hand, wondering who the letter was from.

- Tom Mary'ye bir Noel hediyesi almak zorunda olduğu tüm parayı harcadı.
- Tom elindeki tüm parayı Meryem'e bir Noel hediyesi almak için harcadı.

Tom spent all the money he had to buy Mary a Christmas present.