Translation of "Mary'ye" in Dutch

0.008 sec.

Examples of using "Mary'ye" in a sentence and their dutch translations:

- Tom, Mary'ye söylemeliydi.
- Tom'un Mary'ye söylemesi gerekirdi.
- Tom'un Mary'ye anlatması gerekirdi.

Tom had het Maria moeten zeggen.

Tom, Mary'ye söylemeliydi.

Tom had het Maria moeten zeggen.

Mary'ye yardım etmeliyim.

Ik moet Maria helpen.

Tom, Mary'ye güveniyor.

Tom vertrouwt Mary.

Mary'ye çikolata verdim.

Ik gaf Maria chocolade.

Tom, Mary'ye güvenmedi.

Tom vertrouwde Maria niet.

Tom, Mary'ye yaklaştı.

Tom benaderde Maria.

Tom, Mary'ye inandı.

Tom geloofde Maria.

Tom, Mary'ye inanıyor.

Tom gelooft Maria.

Tom, Mary'ye anlatmadı.

Tom heeft het Maria niet verteld.

Onlar Mary'ye sarıldılar.

- Ze knuffelden Mary.
- Ze omhelsden Mary.

Tom, Mary'ye güldü.

Tom lachte Maria uit.

Tom, Mary'ye sarıldı.

Tom omhelsde Maria.

Tom, Mary'ye çok kızgındı.

Tom was heel boos op Mary.

Tom, Mary'ye hâlâ güvenmiyor.

Tom vertrouwt Mary nog steeds niet.

Tom, Mary'ye ateş etti.

Tom heeft Maria neergeschoten.

Tom, Mary'ye göz kırptı.

Tom knipoogde naar Mary.

Tom bıçağı Mary'ye uzattı.

- Tom gaf het mes aan Maria.
- Tom overhandigde het mes aan Maria.

Tom silahını Mary'ye doğrulttu.

- Tom richtte zijn pistool op Mary.
- Tom richtte zijn vuurwapen op Mary.

Tom anahtarları Mary'ye fırlattı.

Tom gooide de sleutels naar Mary.

Tom Mary'ye kaşlarını çattı.

- Tom heeft naar Maria gefronst.
- Tom fronste naar Maria.

Tom Anahtarları Mary'ye verdi.

Tom gaf Maria de sleutels.

Tom, Mary'ye böbreğini verdi.

Tom gaf Maria zijn nier.

Tom arabasını Mary'ye sattı.

Tom verkocht zijn auto aan Maria.

Tom, Mary'ye yardım edecek.

Tom gaat Maria helpen.

Tom onu Mary'ye yaptırdı.

Tom heeft Mary ertoe gedwongen dat te doen.

Tom Mary'ye yardım eder.

Tom helpt Maria.

Tom Mary'ye ne verdi?

Wat heeft Tom aan Maria gegeven?

Tom, Mary'ye hayran kaldı.

Tom bewonderde Maria.

Tom, Mary'ye meydan okudu.

Tom daagde Maria uit.

Tom, Mary'ye iltifat etti.

Tom complimenteerde Maria.

Tom'un Mary'ye ihtiyacı vardı.

Tom had Maria nodig.

Tom'un Mary'ye ihtiyacı var.

Tom heeft Maria nodig.

Tom, Mary'ye saygı göstermiyor.

Tom respecteert Maria niet.

Tom Mary'ye vurmadığını söylüyor.

Tom zei dat hij Maria niet had geslagen.

Tom, Mary'ye fotoğrafı gösterdi.

Tom heeft Mary de foto getoond.

Tom Mary'ye hiç bahsetmedi.

Tom heeft Maria nooit genoemd.

Tom Mary'ye anahtarları uzattı.

Tom gaf Mary de sleutels.

Tom Mary'ye telefon etti.

Tom belde Maria.

Tom Mary'ye yardım etti.

- Tom hielp Maria.
- Tom heeft Maria geholpen.

Tom'un köpeği Mary'ye saldırdı.

Toms hond viel Mary aan.

Tom beni Mary'ye tanıttı.

- Tom stelde me voor aan Mary.
- Tom heeft me aan Mary voorgesteld.

Tom Mary'ye iftira ediyor.

Tom spreekt kwaad over Maria.

Mary'ye bir kitap verdim.

Ik gaf Maria een boek.

Tom, Mary'ye yardım edebildi.

Tom kon Mary helpen.

Tom, Mary'ye arabasını sattı.

Tom verkocht zijn auto aan Maria.

Tom Mary'ye sırlarını söylememeliydi.

Tom had niet zijn geheimen aan Maria moeten vertellen.

Tom Mary'ye doğruyu söylemeliydi.

Tom had Maria de waarheid moeten vertellen.

Tom, Mary'ye fikir sormalıdır.

Tom zou Mary om advies moeten vragen.

Tom, Mary'ye yalan söyledi.

Tom loog tegen Mary.

Tom, Mary'ye hakaret etti.

- Tom beledigde Maria.
- Tom heeft Maria beledigd.

Tom'un Mary'ye güveni var.

Tom vertrouwt Maria.

Tom, Mary'ye hiç inanmıyor.

Tom gelooft Maria van verre niet.

Tom, Mary'ye hain dedi.

Tom maakte Maria uit voor verrader.

Tom sözleşmeyi Mary'ye uzattı.

Tom overhandigde Maria het contract.

Tom Mary'ye acıdığını söyledi.

Tom zei dat hij medelijden had met Maria.

Tom Mary'ye saygı duyar.

Tom respecteert Mary.

Tom, Mary'ye yardım ediyor.

Tom helpt Maria.

Dün caddede Mary'ye rastladım.

Gisteren heb ik Mary op de straat ontmoet.

- Tom Mary'ye bir hediye getirdi.
- Tom, Mary'ye bir hediye getirdi.

Tom bracht een cadeau voor Mary.

- Tom Mary'ye John'un resmini gösterdi.
- Tom Mary'ye John'un bir resmini gösterdi.

Tom liet Mary een foto van John zien.

Tom okula giderken Mary'ye rastladı.

Tom kwam Mary tegen op weg naar school.

Geçen hafta partide Mary'ye rastladım.

Ik kwam Mary tegen op het feest afgelopen week.

Tom Mary'ye bir iş buldu.

Tom heeft werk gevonden voor Mary.

Tom'un Mary'ye âşık olduğundan kuşkulanıyorum.

Ik vermoed dat Tom verliefd is op Maria.

Tom, Mary'ye şeker eklememesini söyledi.

Tom vroeg Maria geen suiker toe te voegen.

Tom Mary'ye asla yalan söylemez.

Tom zou nooit liegen tegen Maria.

Tom Mary'ye bir fincan uzattı.

Tom gaf Maria een kopje.

Tom, Mary'ye bir şey gösterdi.

- Tom heeft iets aan Mary getoond.
- Tom toonde iets aan Mary.

Tom Mary'ye bir kağıt uzattı.

Tom gaf Mary een blaadje papier.

Tom Mary'ye dokunmamak için dikkatliydi.

Tom zorgde ervoor dat hij Mary niet aanraakte.

Tom Mary'ye bir mendil verdi.

Tom bood Maria een zakdoek aan.

Tom Mary'ye dizüstü bilgisayarını verdi.

Tom gaf Mary zijn notitieboekje.

Tom Mary'ye bir içki sundu.

Tom bood Maria een drankje aan.

Tom Mary'ye bir şey fısıldıyor.

Tom fluistert iets tegen Mary.

Tom Mary'ye el fenerini uzattı.

Tom gaf Mary de zaklamp.

Tom Mary'ye evrak çantasını uzattı.

Tom gaf Mary de aktetas.

Tom Mary'ye bir muz uzattı.

Tom gaf Mary een banaan.

Tom Mary'ye sorunlu olduğunu söyleyebilir.

- Tom kon zien dat Maria bezorgd was.
- Tom kon merken dat Maria bezorgd was.

Tom bütün parasını Mary'ye verdi.

Tom gaf Maria al zijn geld.

Tom Mary'ye istediği bilgiyi verdi.

Tom gaf Mary de informatie die ze nodig had.

Tom Mary'ye meşgul olduğunu söyledi.

Tom heeft Mary gezegd dat hij bezig was.

Tom Mary'ye bir şey verdi.

Tom gaf iets aan Mary.

Tom'a Mary'ye yardım etmesini söyledim.

Ik zei Tom dat hij Mary moest helpen.

Tom Mary'ye bir mektup yazdı.

Tom schreef Maria een brief.

Tom Mary'ye rüşvet verdi mi?

Heeft Tom Mary omgekocht?

Tom Mary'ye biraz su getirdi.

Tom bracht Maria een beetje water.

Tom Mary'ye bir domates fırlattı.

Tom gooide een tomaat naar Maria.

Tom, Mary'ye bir mektup yazıyor.

- Tom is Mary een brief aan het schrijven.
- Tom is een brief aan Mary aan het schrijven.

Tom el fenerini Mary'ye verdi.

Tom gaf Mary de zaklamp.

Tom Mary'ye bulaşıkları yıkamasını söyledi.

- Tom zei Mary af te wassen.
- Tom zei tegen Mary dat zij moest afwassen.

Tom Mary'ye şaka yollu takıldı.

Tom plaagde Maria.

Tom Mary'ye fotoğraf albümünü gösterdi.

Tom liet zijn fotoalbum aan Mary zien.

Tom nihai kararı Mary'ye bıraktı.

Tom heeft de uiteindelijke beslissing aan Maria overgelaten.