Translation of "Eşinin" in English

Tom eşinin öldürüldüğü anda eski eşinin evinde idi.

Tom was at his ex-wife's house at the time his wife was murdered.

Bob eşinin gecikmesine sabırsızlandı.

Bob got impatient at his wife's delay.

Tom'un eşinin adını unuttum.

I've forgotten Tom's wife's name.

Tom eşinin cinayetinden suçlandı.

Tom has been charged with his wife's murder.

Eşinin iki katı kadar ağırdır.

He is twice as heavy as his wife.

Bu, Tom'un eşinin bir resmi.

This is a picture of Tom's wife.

Mary, eşinin çantasını aldığını doğruladı.

Mary claimed that the handbag had been a present from her husband.

Tom evine eşinin adını koydu.

Tom put his house in his wife's name.

Bay Jones eşinin yaptığı çorbayı tadıyor.

- Mr Jones is tasting the soup his wife made.
- Mr. Jones is tasting the soup his wife made.

Tom Mary ve eşinin arasına oturdu.

Tom sat down between Mary and her husband.

Tom eşinin ailesi ile iyi geçinir.

Tom gets along with his in-laws.

Bu, babamın ve ilk eşinin bir resmi.

This is a picture of my father and his first wife.

Jack'in sorunu eşinin onun kazandığından daha fazla harcamasıdır.

Jack's problem is that his wife spends more than he earns.

Eşinin de sahipliğini belgeleyen ve kocanın imzaladığı evlilik taşınırları listesinden

contract attached to the marriage contract documenting the ownership of both partners of the marital

Bay Smith New York'ta doğduğunu ama eşinin Japonyalı olduğunu söylüyor.

Mr Smith says he was born in New York, but that his wife comes from Japan.

Tom, en az onun eşinin iki katı kadar yediğine yemin etti.

Tom swore that he ate at least twice as much as his wife.

Tom eski eşinin ve onun yeni kocasının nasıl geçindiğini merak ediyordu.

Tom wondered how his ex-wife and her new husband were getting along.

Eşinin onun taklidini yapması ise, güzel örnek eğlenceli bir aile olmasının yanı sıra

His wife's imitation, besides being a fun family, is a good example.

Tom eşinin ne kadar para harcamasına izin verilmesi gerektiği hakkında bir limit olması gerektiğini düşündü.

- Tom thought there should be a limit on how much money his wife should be allowed to spend.
- Tom thought that there should be a limit on how much money his wife should be allowed to spend.

- Tom son olarak eski karısının öldürülmesinden önceki gün mahallede görüldü.
- Tom en son eski karısının öldürülmesinden bir gün önce mahallede görülmüş.
- Tom mahallede en son eski eşinin öldürülmesinin bir gün öncesinde görülmüş.

Tom was last seen in the neighborhood the day before his ex-wife was murdered.