Translation of "Durumdaydı" in English

O, kritik durumdaydı.

He was in critical condition.

Ekonomi perişan durumdaydı.

The economy was in miserable condition.

Sami iyi durumdaydı.

Sami was OK.

Tom harap durumdaydı.

Tom was a wreck.

Resimler çok iyi durumdaydı.

The paintings were in very good condition.

Tom çok kötü durumdaydı.

Tom is in very bad shape.

Leyla tehlikeli bir durumdaydı.

Layla was in a dangerous situation.

Boksör iplere sıkışmış durumdaydı.

The boxer was up against the ropes.

Tom yorgundu ve kötü durumdaydı.

Tom was tired and cross.

Kiraz çiçekleri en iyi durumdaydı.

The cherry blossoms were at their best.

O çok kötü bir durumdaydı.

He was in a terrible state.

Tom çok heyecanlı bir durumdaydı.

Tom was in a very agitated state.

Tom bundan çok daha kötü durumdaydı.

Tom has been in far worse situations than this.

Sami kendini tamamen İslam'a kaptırmış durumdaydı.

Sami was totally in love with Islam.

Soyguncu on tane polis tarafından kuşatılmış durumdaydı.

The robber stood surrounded by ten policemen.

Tom zor durumdaydı, bu yüzdenona yardım ettim.

Tom was in a difficult situation, so I helped him.

- Tom berbat bir durumdaydı.
- Tom berbat hâldeydi.

Tom was in very bad shape.

- Onun eli kolu bağlıydı.
- O hiçbir şey yapamaz durumdaydı.

He was bound hand and foot.

Pek çok kadın aynı durumdaydı. Meğer sadece kimse bu konuda konuşmuyormuş.

many women were in the same situation. It's just that nobody talks about it.

Fransa aksi bir durumdaydı. O zamanlar Cumhurbaşakanı, General Charles de Gaulle idi.

France was the opposite case. The president back then, General Charles de Gaulle, was

- Gemi her zaman batmaya hazırdı.
- Gemi her zaman batacak gibiydi.
- Gemi her zaman batacak durumdaydı.

The ship was ready to sink any time.

- Ali'yi en son gördüğümde yalın ayak, başı kabak bir durumdaydı.
- Ali'yi en son gördüğümde sefilleri oynuyordu.

When I saw Ali last time, he was barefoot and bareheaded.