Translation of "Dolabında" in English

Dolabında ne var?

What's in your closet?

Dolabında neyin var?

What do you have in your closet?

Onu salon dolabında tutalım.

Let's keep that in the hall closet.

Sami'nin dolabında iskeletler vardı.

Sami had skeletons in his closet.

Tom gitarını dolabında tutar.

Tom keeps his guitar in his closet.

Tom'un dolabında bulduğum şeye bak.

Look what I found in Tom's closet.

Buz dolabında her ne istersen al.

Take whatever you want in the fridge.

Ecza dolabında büyük bir şişe aspirin var.

There's a big bottle of aspirin in the medicine cabinet.

Tom ve Mary tedarik dolabında seks yaptı.

Tom and Mary had sex in the supply closet.

Ecza dolabında bir şişe siyah saç boyası gördüm.

I saw a bottle of black hair dye in the medicine cabinet.

Tom'un dolabında artık asla giymediği bir sürü kıyafet var.

Tom has a lot of clothes in his closet that he never wears anymore.

- Polis Tom'un dolabını aradı.
- Polis, Tom'un dolabında arama yaptı.

The police searched Tom's locker.

O, bir zamanlar yalan söyledi ve ona dolabında nadir bir yaratığın yaşadığını söyledi.

He once lied and told her a rare creature lived in her closet.