Translation of "Gitarını" in English

0.006 sec.

Examples of using "Gitarını" in a sentence and their english translations:

Gitarını akort etti.

She tuned her guitar.

Gitarını getirdiğini sandım.

- I thought you brought your guitar.
- I thought that you brought your guitar.

Tom gitarını çaldı.

Tom strummed his guitar.

Tom gitarını ayarladı.

Tom tuned his guitar.

Gitarını getirdiğini umuyorum.

I hope you brought your guitar.

Gitarını çalabilir miyim?

Would it be OK if I played your guitar?

Senin gitarını çalsın.

Let him play your guitar.

Gitarını neden sattın?

Why did you sell your guitar?

- Tom'dan gitarını getirmesini iste.
- Tom'dan gitarını getirmesini rica et.

Ask Tom to bring his guitar.

Birisi Tom'un gitarını çaldı.

Someone stole Tom's guitar.

Tom'dan gitarını getirmesini iste.

Ask Tom to bring his guitar.

Tom gitarını akort ediyor.

Tom is tuning his guitar.

Gitarını getirmedin, değil mi?

You didn't bring your guitar, did you?

Tom gitarını dolabında tutar.

Tom keeps his guitar in his closet.

Tom gitarını tıngırdatmaya başladı.

Tom started strumming his guitar.

Bana yeni gitarını gösterdi.

He showed me his new guitar.

- Tom bütün sabah gitarını çalıyordu.
- Tom bütün sabah gitarını çalıyor.

Tom has been playing his guitar all morning.

Gitarını satmayı gerçekten istiyor musun?

Do you really want to sell your guitar?

Tom gitarını yatağının altına kaydırdı.

Tom slid his guitar under his bed.

Tom yeni gitarını görmek istiyor.

Tom would like to see your new guitar.

Tom bana yeni gitarını gösterdi.

Tom showed me his new guitar.

Tom parkta gitarını çalmayı seviyor.

Tom likes playing his guitar in the park.

Tom, Mary'ye eski gitarını vermeliydi.

- Tom should've given Mary his old guitar.
- Tom should have given Mary his old guitar.

Masanın kenarına oturmuş gitarını çalıyordu.

He was sitting on the edge of the desk playing his guitar.

Gerçekten gitarını satmak istiyor musun?

Do you really want to sell your guitar?

Tom gitarını muhtemelen üst katta bıraktı.

Tom probably left his guitar upstairs.

Babanın gitarını satarsan pişman olacağını düşünüyorum.

I think you'll regret it if you sell your father's guitar.

Tom Mary'nin gitarını çalmasına izin verdi.

Tom let Mary play his guitar.

Tom gitarını çalarken ateşin yanında oturdu.

Tom sat near the fire, playing his guitar.

Tom gitarını aldı ve çalmaya başladı.

Tom picked up his guitar and started to play.

Onun gitarını çalıp çalamayacağımı Tom'a sordum.

I asked Tom if I could play his guitar.

Tom, Mary'nin gitarını çalmasına izin verdi.

Tom allowed Mary to play his guitar.

Bana gitarını para vermeden aldığını söyledi.

He told me that he got his guitar for free.

Tom bir tomruğa oturdu, gitarını mızrapla çalıyordu.

Tom sat on a log, picking his guitar.

Tom eski gitarını bana satma sözü verdi.

Tom promised to sell me his old guitar.

Tom Mary'nin gitarını onun için akort etti.

Tom tuned Mary's guitar for her.

Tom gitar kılıfını açtı ve gitarını çıkardı.

Tom opened his guitar case and took out his guitar.

Tom gitarını aldı ve şarkı söylemeye başladı.

Tom picked up his ukulele and started to sing.

Tom sahneye çıktı ve gitarını çalmaya başladı.

Tom came out on the stage and started playing his guitar.

Gitarını benden başka kimseye satmayacağına söz ver.

Promise me that you won't sell your guitar to anyone but me.

Tom gitarını aldı ve sahneye doğru gitti.

Tom picked up his guitar and headed for the stage.

Tom gitarını aldı ve kapıya doğru gitti.

Tom grabbed his guitar and headed for the door.

Tom cadde köşelerinde gitarını çalarak para kazandı.

Tom earned money by playing his guitar on street corners.

Tom, gitarını günde yaklaşık üç saat çalmaktadır.

Tom plays his guitar about three hours a day.

Tom gitarını almak için eve geri gitti.

Tom went back home to get his guitar.

Babanın gitarını satmak istediğine tam olarak emin misin?

Are you absolutely sure you want to sell your father's guitar?

Tom'un gitarını çaldığını ve trilli şarkı söylediğini duyabiliyordum.

I could hear Tom playing his guitar and yodeling.

Tom faturalarını ödeyebilmek için gitarını rehin vermek zorundaydı.

Tom had to pawn his guitar so he could pay his bills.

Tom faturalarını ödeyebilmek için gitarını rehin bırakmak zorunda kaldı.

Tom had to pawn his guitar in order to pay his bills.

Tom Mary'nin ona gitarını vermek için gönüllü olacağını düşünmüyor.

Tom doesn't think Mary would be willing to lend him her guitar.

Tom Mary'nin eski gitarını kime vereceğine karar verdiğini biliyordu.

Tom knew who Mary had decided to give her old guitar to.

Tom Mary'nin eski gitarını kime vermeye karar verdiğini bilmiyor.

Tom doesn't know who Mary has decided to give her old guitar to.

Tom, Mary'nin eski gitarını kime vermeye karar verdiğini bilmiyordu.

Tom didn't know who Mary had decided to give her old guitar to.

Akşam yemeğinden sonra, gitarını yanında getir ve biz şarkı söyleyeceğiz.

After dinner, bring your guitar along and we'll sing.