Translation of "Dindar" in English

0.014 sec.

Examples of using "Dindar" in a sentence and their english translations:

O, dindar değildir.

- He is not religious.
- He's not religious.

O, dindar değil.

- He is not religious.
- He's not a religious man.
- He's not a religious person.
- He's not religious.

O çok dindar.

She's very religious.

Sen dindar mısın?

Are you religious?

Quakerler dindar insanlardır.

The Quakers are a religious people.

Ben dindar değilim.

- I'm not religious.
- I'm not frum.
- I'm not an observant Jew.

İnkalar dindar insanlardı.

The Inca were religious people.

İnkalar dindar milletti.

The Inca were a religious people.

Tom dindar değildir.

- Tom isn't religious.
- Tom is not religious.

Tom çok dindar.

Tom is very pious.

O dindar bir Katolik.

- He's a devout Catholic.
- She's a devout Catholic.

Kendimi dindar olarak düşünmüyorum.

I don't consider myself religious.

Tom çok dindar değil.

Tom isn't very religious.

Dindar sessizce dua eder.

The devout pray in silence.

Ben çok dindar değilim.

I'm not very religious.

Tom dindar bir Katoliktir.

Tom is a devout Catholic.

Ben gerçekten dindar değilim.

- I'm not very religious.
- I'm not really religious.

Gerçekten çok dindar değilim.

I'm not really very religious.

Dindar bir fanatik misiniz?

Are you a religious fanatic?

Büyükannem dindar olduğumu düşünüyor.

My grandmother thinks that I am religious.

Sami dindar bir adamdır.

Sami is a religious man.

Tom dindar bir adam.

Tom is a religious man.

Dindar değiller, değil mi?

They aren't religious, are they?

O, dindar bir adam değil.

- He's not a religious man.
- He's not a religious person.
- He's not religious.

Ülkeyi açıkça dindar yapmak istiyor.

He wants to make the country more openly religious.

Tom'un annesi dindar bir Katolikti.

Tom's mother was a devout Catholic.

Siz dindar bir kişi misiniz?

Are you a religious person?

O dindar bir kişi değil.

- He's not a religious man.
- He's not a religious person.

Tom ve Mary dindar Katoliktirler.

Tom and Mary are devout Catholics.

Tom dindar bir üne sahipti.

Tom had a pious reputation.

Dindar olmak iyi bir şeydir.

It's a good thing to be religious.

Bazı dindar insanlar yargılayıcı olabilir.

Some religious people can be very judgmental.

Tom dindar bir insan değil.

Tom isn't a religious person.

Tom çok dindar gibi gözükmüyor.

Tom doesn't appear to be very religious.

Tom'un annesi dindar bir katolik.

Tom's mother is a devout Catholic.

Tom dindar bir adam değil.

Tom isn't a religious man.

Tom çok dindar bir adamdır.

Tom is a very religious man.

O çok dindar bir kadın.

She's a very religious woman.

Tom'un bütün ailesi çok dindar.

Tom's whole family is very religious.

Leyla çok dindar bir kişiydi.

Layla was a very religious person.

Tom çok dindar bir kişidir.

Tom is a very religious person.

çok dindar değil, rahat, oldukça özgürlükçü.

not so religious but laid-back, fairly liberal.

Tom'un kız kardeşi dindar bir Hristiyan.

Tom's sister is a devout Christian.

- Tom çok dindardır.
- Tom çok dindar.

Tom is very religious.

O dar görüşlü dindar bir kızdı.

She was a narrow-thinking religious girl.

- Tom dindar değildir.
- Tom inançlı değildir.

- Tom isn't religious.
- Tom is not religious.

Bazı dindar insanlar çok yargılayıcı olabilir.

Some religious people can be very judgemental.

Çok dindar bir ailede dünyaya geldi.

She was born into a very religious family.

Tom çok dindar bir ailede büyüdü.

Tom grew up in a very religious family.

Tom çok dindar bir kişi değildir.

Tom isn't a very religious person.

Kendinizi dindar biri olarak görüyor musunuz?

Do you consider yourself a religious person?

- Tom dindar değildir ne de Tanrı'ya inanır.
- Tom dindar değildir ve de Tanrı'ya inanmaz.

Tom is not religious, nor does he believe in God.

Bazı Orta Doğulular daha dindar çözümler arıyor.

Some Middle-Easterners seek more religious solutions.

Yaşlanman daha dindar olman gerektiği anlamına gelmez.

The older you get doesn't mean you should become more religious.

Tom mucizelere inanan bir dindar bir hristiyandı.

Tom was a devout Christian who believed in miracles.

Dan çok dini bütün dindar bir bireydi.

Dan was a very devout religious individual.

Sami çok dindar bir Müslüman ailede yetişti.

Sami grew up in a very religious Muslim family.

Tanrıya inanmak için dindar olmanıza gerek yok.

You don't need to be religious to believe in God.

Bu kasabanın sakinleri çok dindar ve vatansever insanlar.

The residents of this town are deeply religious and patriotic people.

Ateistlerin tüm dindar ve sosyalistlerden daha merhametli olduğunu biliyorum.

I know atheists that have more humanity than all these religious and these socialists.

Başka ülkelerden insanlar sık sık Japonların yeterince dindar olmadığını söyler.

People in other countries often say that the Japanese are not religious enough.

Joaquim'in dindar olduğu söylenir ama o Rab'bin duasını zorlukla biliyor.

Joaquim is said to be religious, but he hardly knows the Lord's prayer.

Ben hiç dindar değilim ama Latince Rabbin Duası'nı dinlemek beni ürpertir.

I've never been religious, but hearing the Lord's Prayer in Latin makes me shudder.

On binlerce insan soğuk ve yağmura rağmen Paskalya kutlamasında Papa Francis ile Dindar Kütleye katılmak için pazar sabahı Aziz Petrus Meydanında toplandı.

Tens of thousands of people gathered in Saint Peter's Square on Sunday morning, despite the cold and the rain, to take part in Solemn Mass with Pope Francis in celebration of Easter.