Translation of "Dersi" in English

Dersi bölüyorsun.

You are interrupting the lesson.

Dersi açıkladın.

You explained the lesson.

Dersi asalım.

- Let's cut class.
- Let's bunk off class.

Dersi geçtin mi?

Have you gone over the lesson?

5. dersi tekrarlayalım.

Let's review Lesson 5.

Tom dersi anlatıyor.

Tom is explaining the lesson.

Hikayenin dersi nedir?

- What's the moral of the story?
- What is the moral of the story?

Matematik dersi iyidir.

The mathematics class is good.

Dans dersi alıyorum.

I've been taking dancing lessons.

O, dersi astı.

She skipped a class.

O dersi yaptım.

I'm done with that lesson.

O, dersi kaçırdı.

He missed class.

Ahlak dersi verme.

Don't give some moralizing discourse.

İlk dersi kaçırdım.

I missed the first class.

Neden dersi geçemiyoruz?

Why don't we skip class?

Tom dersi kaçırdı.

Tom missed class.

- Tom derse girmedi.
- Tom dersi ekti.
- Tom dersi astı.

Tom skipped class.

Bir İngilizce dersi içindi

It was for an English class,

Onun dersi çok uzun.

His lecture is very long.

Onlar dersi dikkatle dinliyorlardı.

They were listening to the lecture attentively.

Onlar dersi dikkatle dinledi.

- They attended the lecture.
- They listened to the lecture very attentively.

Lütfen! lütfen dersi atlatmayın.

Please! Please don't skip class.

Okulda tarih dersi verdi.

He taught history at the school.

Son iki dersi kaçırdım.

I missed the last two lessons.

Onun dersi zamanında başladı.

His lecture started on time.

Bugün dersi erken bitireceğiz.

We'll dismiss class early today.

Tom bugün dersi kaçırdı.

- Tom missed class today.
- Tom skipped class today.

Matematik dersi boyunca uyuyakaldım.

I went to sleep during the math lesson.

Bu dersi aklında tut.

Keep this lesson in mind.

Bu dersi kalbinle öğren.

Learn this lesson by heart.

Bu dersi almalı mıyım?

Must I take this lesson?

Bu dersi kolay bulacaksınız.

- You will find this lesson easy.
- You'll find this lesson easy.

Tom'un dersi bir uyuklamaydı.

Tom's lecture was a snooze.

Tom bugün dersi astı.

Tom skipped class today.

Ben dersi hiç asmadım.

- I have never skipped a class.
- I've never skipped a class.

Hadi, 5. dersi tekrarlayalım.

Come on, let's repeat lesson 5.

Tom savunma dersi aldı.

Tom took a self-defense class.

Fransızca dersi vermeyi düşünüyorum.

I'm considering teaching French.

Öfke kontrol dersi aldı.

He took a class to learn how to manage his anger.

- Bugünün dersi normalden daha uzundu.
- Bugünün dersi her zamankinden daha uzundu.

Today's lesson was longer than usual.

Onlara dijital teknoloji dersi veriyor,

who is teaching them about digital technology

Sadece dersi öğrenmekle ilgili değildi,

It wasn't just about learning the material;

Profesörün sıkıcı dersi beni uyuttu.

The professor's boring lecture put me to sleep.

İngilizce dersi sırasında öğretmeni dinledik.

We listened to the teacher during the English lesson.

Dr. Brown'dan matematik dersi aldım.

I studied mathematics under Dr. Brown.

Hayatını İngilizce dersi vererek kazanıyor.

He earns his living by teaching English.

Onların sabahleyin dört dersi var.

They have four classes in the morning.

Zil çaldığında öğretmen dersi sonlandırdı.

When the bell rang, the teacher ended the class.

Dün dersi neden terk ettin?

Why did you leave the class yesterday?

Tarih dersi saat dokuzda başlar.

The history class starts at nine.

Mary bir yoga dersi aldı.

Mary took a yoga class.

Mary bir pilates dersi aldı.

Mary took a pilates class.

Bir dersi dinlerken sessiz olmalısın.

When listening to a lecture, you should be quiet.

Profesör Naruhodo'nun dersi yeniden yayınlandı.

Professor Naruhodo's lecture was re-broadcast.

Mary kendini savunma dersi aldı.

Mary took a self-defence class.

Matematik okulda onun favori dersi.

Math is her favorite subject in school.

Dan bir dersi yaşayarak öğrendim.

Dan learnt a lesson the hard way.

O sık sık dersi astı.

She often skipped class.

Ben bir dans dersi alıyorum.

- I am taking a dance class.
- I'm taking a dance class.

İki fen dersi almak zorunda.

He has to take two science classes.

O bize tarih dersi veriyor.

He teaches us history.

Tom'un bugün hiç dersi yok.

Tom doesn't have any classes today.

İspanyolca dersi yarın devam edecek.

The Spanish class will resume tomorrow.

Tom yaratıcı yazım dersi aldı.

Tom took a creative writing class.

Tom tarih dersi veriyor mu?

Does Tom teach history?

İtalyanca dersi ne zaman başlayacak?

- When will the Italian class start?
- When will the Italian course start?

Bugünün dersi normalden daha uzundu.

Today's lesson was longer than usual.

- Yoga öğretiyorum.
- Yoga dersi veriyorum.

I teach yoga.

Umarım bu dersi faydalı bulmuşsundur.

I hope you found this lesson useful.

Tom çok sık dersi asar.

Tom skips class too often.

Tom'un bugün hiç dersi yoktu.

Tom didn't have any classes today.

Tom bir yoga dersi aldı.

Tom took a yoga class.

Sami, İspanyol edebiyatı dersi verir.

Sami teaches Spanish literature.

Tom asla Almanca dersi almadı.

Tom never took German.

O gün dersi gölgelediği zamanlarınız olmuştur.

where your world overshadowed the day’s lesson.

Standart ve İleri Matematik dersi alan

and Advanced Mathematics

Profesör, dersi atlattığı için John'u azarladı.

The professor scolded John for skipping class.

Geçen yıl bir sanat dersi aldım.

I took an art class last year.

Sadece birkaç saat Japonca dersi alabilmişti.

She could only take Japanese lessons for a few hours.

Onun dersi zamanki gibi çok öğreticiydi.

His lecture was very instructive as usual.

Tom, Mary'ye bir sürüş dersi verdi.

Tom gave Mary a driving lesson.

Doğruyu söylemek gerekirse, onun dersi sıkıcı.

As a matter of fact, his lecture was boring.

Bayan Thomas bize tarih dersi veriyor.

Miss Thomas teaches us history.

Tom,seks dersi sınıfında öğrendiklerine şaşırmıştı.

Tom was surprised by what he learned in sex education class.

Bunlar bu dersi geçmeyecek öğrencilerin isimleri.

These are the names of the students who won't pass this class.

Dersi açıkça duymak için önde oturdum.

I sat at the front in order to hear the lecture clearly.

Matematik onun okuldaki en zayıf dersi.

Mathematics was his weakest subject in school.

Bay Thomas bize tarih dersi verdi.

Mrs Thomas taught us history.

Tom o dersi zor yoldan öğrendi.

Tom learned that lesson the hard way.

Gelecek dönem Fransızca dersi almayı düşünüyorum.

I'm thinking of taking a French class next semester.

Onun okulda Fransızca dersi verdiği doğrudur.

It is true that she teaches French at school.

Bu hikayeden alınacak dersi anladın mı?

Did you understand the moral of this story?

O bilgisayar dersi bir zaman kaybıydı.

That computer class was a waste of time.

Tom'un pazartesi günü hiç dersi yok.

Tom has no classes at all on Monday.

Tom bir öfke yönetimi dersi aldı.

Tom took an anger management class.

Tom hiç resmi şarkı dersi almadı.

Tom has never had formal singing lessons.

Pazartesi günü bir keman dersi var.

I have a violin lesson on Monday.