Translation of "Derinliklerinde" in English

0.003 sec.

Examples of using "Derinliklerinde" in a sentence and their english translations:

Denizaltı, okyanusun derinliklerinde saklandı.

The submarine hid in the depths of the ocean.

Tom ormanın derinliklerinde yaşardı.

Tom used to live deep in the jungle.

Eskiden ormanın derinliklerinde yaşardı.

He used to live deep in the forest.

(Hintçe): Oh, kalbimin derinliklerinde

(Hindi): Oh, deep in my heart ♪

Okyanusun derinliklerinde keşfedilmemiş sayısız tür var

There are countless undiscovered species in deep waters,

Bence Dünya'nın derinliklerinde daha fazla altın olmalı.

I think there must be much gold in the depths of the Earth.

Rusya ve Akdeniz'in derinliklerinde dolaştılar, hatta Miklagard dedikleri

They roamed deep into Russia and the Mediterranean, even daring to attack what they called Miklagard,

Ama gecenin derinliklerinde keşfedilmeyi bekleyen bir okyanus dolusu bulgu hâlâ var.

But there's still an ocean of discovery to be explored in the depths of the night.

21 ay önce kışın derinliklerinde başlayan şey bu sonbahar gecesinde sona eremez.

What began 21 months ago in the depths of winter cannot end on this autumn night.