Translation of "Delikten" in English

Tom delikten baktı.

Tom looked through the hole.

O, delikten dışarı baktı.

She looked out through the hole.

Tom delikten aşağıya bakıyor.

Tom is looking down the hole.

Tom duvardaki delikten baktı.

Tom looked through the hole in the wall.

Delikten dışarıya bir fare fırladı.

A mouse scurried out of the hole.

Adam duvardaki bir delikten gözetledi.

The man peeped through a hole in the wall.

Şubat ayında kertenkele delikten çıkar.

In February the lizard leaves the hole.

Sinek sineklikteki bir delikten içeri girdi.

The fly got into the house through a hole in the flyscreen.

Yerdeki delikten iğrenç bir koku çıktı.

A putrid smell came up out of the hole in the ground.

- Tom delikten kalemini uzattı.
- Tom deliğe kalemini soktu.

Tom poked his pencil through the hole.

Hiçbir şey bir kara delikten daha karanlık değildir.

Nothing is darker than a black hole.

O delikten bak ve bana ne gördüğünü söyle.

Look through that hole and tell me what you see.