Translation of "Daveti" in English

Daveti reddetmeliydin.

- You should've declined the invitation.
- You should have declined the invitation.

Daveti takdir ediyorum.

I appreciate the invitation.

O, daveti reddetti.

She declined the invitation.

Tom daveti reddetti.

Tom declined the invitation.

Ben daveti reddettim.

I declined the invitation.

Mary daveti reddetti.

Mary declined the invitation.

Daveti kabul etmedim.

I didn't accept the invitation.

Tom daveti kabul etmedi.

Tom didn't accept the invitation.

Tom daveti kabul etti.

Tom accepted the invitation.

O kibarca daveti reddetti.

She politely declined the invitation.

Onlar bizim partiye daveti reddetti.

They declined the invitation to our party.

Jessie daveti derhal kabul etti.

Jessie accepted the invitation at once.

Tom daveti memnuniyetle kabul etti.

Tom gladly accepted the invitation.

Başkan Lincoln daveti kabul etti.

President Lincoln accepted the invitation.

Sadece Takeuchi daveti kabul etmedi.

- Only Takeuchi didn't accept the invitation.
- Only Takeuchi did not accept the invitation.

Tom Mary'nin partisine daveti reddetti.

Tom declined the invitation to Mary's party.

Doğal olarak o, daveti kabul etti.

Naturally he accepted the invitation.

O doğal olarak daveti kabul etti.

She naturally accepted the invitation.

Daveti kabul etmek için çok isteksiz.

He is very reluctant to accept the invitation.

Kim olduğu bilinmeyen bir adamın daveti üzerine gitti.

She went at the invitation of an unknown man.

Hasta olduğum için daveti geri çevirmek zorunda kaldım.

- I had to decline the invitation because I was ill.
- I had to decline the invitation because I was sick.

Papa ile antlaşması bittikten sonra Fransa Kralının daveti üzerine Paris'e gitti

After his agreement with the Pope ended, he went to Paris upon the invitation of the King of France.

Robert o kadar meşguldu ki golf oynamak için bir daveti geri çevirmek zorunda kaldı.

Robert was so busy he had to turn down an invitation to play golf.