Translation of "Dükkâna" in English

Şimdi dükkâna gidiyorum.

- I am going to the store now.
- I'm going to the store now.

Dükkâna gider misin?

Could you go to the store?

Ben dükkâna gittim.

I went to the shop.

Ben dükkâna gidiyorum.

I am going to the shop.

Dükkâna uğramaya ne dersin?

How about dropping in at the shop?

Onunla dükkâna gitmemi önerdi.

She suggested that I go to the store with him.

Dün dükkâna bir hırsız girdi.

A burglar broke into the shop yesterday.

Onlar sadece oradaki dükkâna gidiyorlar.

They are just going to the store over there.

Biraz yiyecek almak için dükkâna girdik.

We went into a shop to get some food.

Tom bir sipariş için dükkâna gönderildi.

Tom was sent on an errand to the store.

O dükkâna uğramamaya özellikle dikkat ediyorum.

I make a special point of avoiding that shop.

Dün gece bir hırsız dükkâna zorla girdi.

A burglar broke into the shop last night.

O, tam kapanmadan önce, o son dakikada dükkâna gitti.

He went to the store at the last minute, just before it closed.

Tom Mary'den biraz ekmek satın alması için dükkâna gitmesini rica etti.

Tom asked Mary to go to the store to buy some bread.

Bu dükkâna her ne zaman gitsem, taze pişmiş taiyaki kekleri satıyorlar.

Whenever I go to this store, they're selling freshly baked taiyaki cakes.