Translation of "Düşmeye" in English

0.004 sec.

Examples of using "Düşmeye" in a sentence and their english translations:

Ve dominolar düşmeye başladı.

and dominoes started to fall.

Yakında yapraklar düşmeye başlayacak.

The leaves will soon begin to fall.

Yüzünden gözyaşları düşmeye başladı.

Tears began to roll down her face.

Yapraklar ekimde düşmeye başlar.

Leaves begin to fall in October.

Doların değeri düşmeye başladı.

The value of the dollar began to drop.

Ben şüpheye düşmeye başlıyorum.

I'm beginning to have second thoughts.

Büyük yağmur damlaları düşmeye başlıyor.

Large raindrops are starting to fall.

Ağaç her an düşmeye hazırdı.

The tree was ready to fall at any moment.

Güz gelmiş, yapraklar düşmeye başladı.

Autumn came and the leaves started to fall.

Bu peşine düşmeye değer mi?

Is this worth pursuing?

Ev fiyatları düşmeye devam etti.

Home prices have continued to decline.

İlk elmalar zaten düşmeye başladı.

The first apples have already started to fall.

En önemlisi, hayrete düşmeye hazır olun.

and, most importantly, be prepared to be amazed.

Sonbahar geldi ve yapraklar düşmeye başladılar.

Autumn came and the leaves started to fall.

Fadıl ve Leyla ayrı düşmeye başladılar.

Fadil and Layla began to drift apart.

Kimse onunla ters düşmeye cesaret edemez.

No one dares to contradict him.

Korku, suç ve stres seviyeleri düşmeye başladı.

the less fearful, guilty and stressed they became.

Şemsiyemi getirmeliydim. Büyük yağmur damlaları düşmeye başlıyor.

I should have brought my umbrella. Large raindrops are starting to fall.

Ansızın büyük yağmur damlaları karanlık gökyüzünden düşmeye başladı.

All of a sudden, large drops of rain began falling from the dark sky.

Ve Moğollar sayıca fazla olmalarına rağmen geri düşmeye başladılar.

cavalry and, despite their numerical advantage they began falling back.

- Bana gülünmesine alışkın değilim.
- Komik duruma düşmeye alışık değilim.

I'm not used to being laughed at.

Gökten ölü kuşlar düşmeye başladı ve kimse nedeninin bilmiyordu.

Dead birds started to fall from the sky and nobody knew why.

Bizler gerçeklerin basit olduğunu düşünme hatasına düşmeye meyilliyiz çünkü basitlik, görevimizin amacı.

We are apt to fall into the error of thinking that the facts are simple because simplicity is the goal of our quest.

Kar o kadar sık düşmeye başladı ki küçük çocuk kendi elini göremedi.

The snow began to fall so thickly that the little boy could not see his own hand.