Translation of "şüpheye" in English

Şüpheye düşmüyorum.

I'm not having second thoughts.

Şüpheye yer yok.

- There is no room for doubt.
- There's no room for doubt.

Şüpheye mahal yok.

There is little room for doubt.

Ben şüpheye düşüyorum.

- I'm having second thoughts.
- I'm doubtful.

Tom şüpheye düşüyor.

Tom is having second thoughts.

Tereddütü beni şüpheye düşürdü.

His hesitation made me doubt.

Onun hakkında şüpheye düşüyorum.

I'm having second thoughts about that.

Ben şüpheye düşmeye başlıyorum.

I'm beginning to have second thoughts.

Bu şüpheye yer bırakmıyor.

That leaves no room for doubt.

Tom onun hakkında şüpheye düşüyor.

Tom is having second thoughts about that.

Benim suçluluğum şüpheye yer bırakmaz.

My guilt leaves no room for doubt.

Holokost'un gerçekliğinde şüpheye yer yoktur.

The truth of the holocaust is doubtless.

Onun kalbi onu şüpheye düşürdü.

His heart misgave him.

Böyle bir davranış şüpheye neden olacaktır.

Such conduct will give rise to suspicion.

Tom teniste iyidir, şüpheye yer yok.

Tom is good at tennis, no question about it.

Onun ifadesi herhangi bir şüpheye yer bırakmıyor.

His statement doesn't leave room for any doubt.

- Şüpheye yer yok.
- Şüphe için yer yok.

- There is no room for doubt.
- There's no room for doubt.

Şüpheye düştüğünde, sadece bir sonraki küçük adımı at.

When in doubt, just take the next small step.

O bir araba daha alma hakkında şüpheye düşüyor.

She is having second thoughts about buying another car.

- O kuşkuya layık değildi.
- O şüpheye layık değildi.

He wasn't worthy of suspicion.

Bu beni vahanın bir serap olabileceği konusunda biraz şüpheye düşürdü.

And that just makes me a little bit suspicious whether maybe, the oasis is really a mirage.

Rakamlar şüpheye yer bırakmıyor. İtalyanlar geçmiştekinden daha az alım gücüne sahip,

The figures leave no space for doubt; Italians now have less purchasing power than before,

- Artık şüphe için herhangi bir yer yok.
- Artık şüpheye yer yok.

There is no longer any room for doubt.