Translation of "Dökmek" in English

0.002 sec.

Examples of using "Dökmek" in a sentence and their english translations:

Kan dökmek en iyi ilaçtır.

Slaughter is the best medicine.

Daha fazla kan dökmek istemedim.

I didn't expect more bloodshed.

- İçimi dökmek istiyorum.
- Rahatlamak istiyorum.
- Kafa dağıtmak istiyorum.
- Kurtlarımı dökmek istiyorum.
- Saçlarımı çözüp, salmak istiyorum.

I want to let my hair down.

Bu onun kelimelere dökmek istemediği bir şeydi.

It was something she did not want to put into words.

Atmamız gereken bir sonraki adım, anlaşmamızı yazıya geçirip resmiyete dökmek.

Formalizing our agreement in writing is a necessary next step.

Tom karısının ve aşkının kirli çamaşırlarını ortaya dökmek için bir özel dedektif kiraladı.

Tom hired a private investigator to dig up dirt on his wife and her lover.

- Ağzımdaki baklayı çıkartmak zorunda kaldım.
- Eteğimdeki taşları dökmek zorunda kaldım.
- İçimi dökmem gerekiyordu.

I had to get that off my chest.