Translation of "Bulacak" in English

0.012 sec.

Examples of using "Bulacak" in a sentence and their english translations:

- Onu bulacak.
- O, onu bulacak.

- He will find her.
- He'll find her.

Beni bulacak mısın?

Will you find me?

Tom yanıtı bulacak.

Tom is going to find the answer.

Tom, Mary'yi bulacak.

- Tom will find Mary.
- Tom is going to find Mary.

Tom birini bulacak.

Tom will find somebody.

Tom onu bulacak.

Tom will find her.

Mary onu bulacak.

Mary will find her.

Tom ne bulacak?

What's Tom going to find?

O onları bulacak.

He will find them.

Tom beni bulacak.

Tom will find me.

Tom onları bulacak.

Tom will find them.

Tom bizi bulacak.

Tom will find us.

Tom seni bulacak.

Tom will find you.

Onlar seni bulacak.

They're going to find you.

O, onlara bulacak.

She will find them.

Mary onları bulacak.

Mary will find them.

Tom yaptıklarını bulacak.

Tom is going to find out what you did.

Tom cevabı bulacak.

Tom will find the answer.

Masraf binlerce doları bulacak.

The cost will run into thousands of dollars.

Tom bir şey bulacak.

Tom will find something.

Tom Mary'yi nasıl bulacak?

How's Tom going to find Mary?

Tom kendi yolunu bulacak.

Tom is going to find his way.

Tom bir yol bulacak.

Tom will find a way.

Tom ne olduğunu bulacak.

- Tom is going to find out what happened.
- Tom will find out what happened.

Tom ne yaptığını bulacak.

Tom will find out what you did.

Tom bir yolunu bulacak.

Tom is going to figure it out.

Tom başka bir iş bulacak.

Tom will find another job.

Biri bizi burada nasıl bulacak?

How is anyone ever going to find us here?

Sami'nin bulacak bir şeyi vardı.

Sami had something to find.

Tom bunu nasıl yapacağını bulacak.

Tom is going to figure out how to do that.

Tom başka bir şans bulacak.

Tom is going to get another chance.

Tom ne yapılması gerektiğini bulacak.

Tom is going to find out what needs to be done.

Tom yapılması gereken şeyi bulacak.

Tom is going to find out what has to be done.

Tom bunu kimin yaptığını bulacak.

Tom is going to find out who did that.

Bir iş bulacak kadar şanslıydım.

I was lucky enough to find a job.

Sanırım Tom onu iyi bulacak.

I suppose Tom will find that good.

Dana'yı geceden önce bulacak gibi görünmüyoruz.

We're unlikely to find Dana before nightfall

Aradığınızı bulacak bir kaynak gibi kullanın

Instead, use it to source and qualify leads

Onun bir iş bulacak şansı vardı.

He had the fortune to find a job.

Tom çok geçmeden bir iş bulacak.

Tom will find a job soon enough.

O sana ihtiyacın olan şeyi bulacak.

He will provide you with what you need.

İyi bir koltuk bulacak kadar şanslıydım.

I was lucky enough to get a good seat.

O, kaybettiği kitabı bulacak kadar şanslıydı.

He was fortunate to find the book he had lost.

İnsanın açgözlülüğü ne zaman son bulacak?

When will human greed end?

- Onlar onu bulacaklar.
- Onlar onu bulacak.

- They'll find him.
- They're going to find him.

Tom işi bitirmenin bir yolunu bulacak.

Tom will find a way to get it done.

Tom onu yapmanın bir yolunu bulacak.

Tom will find a way to do that.

Tom bunu kimin yaptığını bulacak, sonunda.

Tom is going to find out who did that, eventually.

Tom bunu yaptırmanın bir yolunu bulacak.

Tom is going to find a way to get it done.

Tom bunu yapmanın bir yolunu bulacak.

Tom is going to find some way to do that.

Tom sonunda Mary'yi kimin öldürdüğünü bulacak.

Tom is eventually going to find out who killed Mary.

O bilgi sahibi olur olmaz bizi bulacak.

He'll get hold of us as soon as he has the information.

Allah aşkına onlar ekstra denizcileri nereden bulacak?

Where the hell are they going to find extra sailors from?

Onu evde bulacak kadar iyi şansım vardı.

I had the good luck to find him at home.

Tom, iyi bir iş bulacak kadar şanslıydı.

Tom was lucky enough to find a good job.

Tom sizi buradan çıkarmanın bir yolunu bulacak.

Tom will find a way to get you out of here.

Sence polis arabanı kimin çaldığını bulacak mı?

Do you think the police will ever find out who stole your car?

Tom muhtemelen bunu yapmanın bir yolunu bulacak.

- Tom is probably going to find some way to do that.
- Tom will likely find a way to do that.

Tom bunu yapmanın başka bir yolunu bulacak.

Tom is going to find some other way to do that.

Tom senin için başka bir avukat bulacak.

Tom will find another lawyer for you.

Üniversite diplomasıyla daha iyi bir iş bulacak.

He will get a better job with a college degree.

Tom yeterince kısa sürede yaşayacak bir yer bulacak.

Tom will find a place to live soon enough.

- Aşk bir yolunu bulur.
- Aşk bir yolunu bulacak.

Love will find a way.

Tom onu yapmak için bir şans bulacak, eminim.

Tom will get a chance to do that, I'm sure.

- Tom'un bizi bulacağını düşünüyor musun?
- Sence Tom'un bizi bulacak mı?

- Do you think Tom will find us?
- Do you think that Tom will find us?

Tom her zaman hakkında şikayet edecek bir şey bulacak gibi görünüyor.

Tom always seems to find something to complain about.

- Yağmur sezonu ne zaman son bulacak?
- Yağmur mevsimi ne zaman bitiyor?

When does the rainy season end?

- Bunu tamamlamak birkaç ay sürecek.
- Bunu bitirmek 3-5 ayı bulacak.

It'll take several months to finish this.

- Tom'un onu yapmak için bir yol bulması muhtemeldir.
- Tom onu yapmak için muhtemelen bir yol bulacak.

Tom is likely to find a way to do that.