Translation of "Boru" in English

Bu boru tıkanmış.

This pipe is blocked.

Lavabodaki boru tıkalıydı.

The drain in the washbasin is blocked.

Boru değil bu.

- This is a serious matter.
- This is serious business.

- Bu bir boru değil.
- Bu bir pipo değildir.
- Boru değil bu.

- This is not a pipe.
- This isn't a pipe.

Boru dükkanı caddenin karşı tarafında.

The pipe shop is across the street.

Boru, gölden fabrikaya su taşır.

The pipe conveys water from the lake to the factory.

Eski demir boru pas doluydu.

The old iron pipe was full of rust.

Büyük basınç nedeniyle boru patladı.

The pipe burst due to great pressure.

Ağzında bir boru ile konuştu.

He spoke with a pipe in his mouth.

Boru mağazası caddenin karşı tarafında.

The pipe store is across the street.

Petrol boru hattı sızıntı yapıyor.

The oil pipeline is leaking.

Boru temizleyicileri boruları temizlemek için kullanılır.

Pipe cleaners are used for cleaning pipes.

Ve boru kısmını da boğaz olarak düşünebilirsiniz.

and then the horn section is the throat.

Çevreciler, Keystone XL boru hattına karşı çıkıyorlar.

Environmentalists are opposing the Keystone XL pipeline.

- Bu bir boru değil.
- Bu bir pipo değildir.

- This is not a pipe.
- This isn't a pipe.

Bu başka bir doğal gaz boru hattı savaşı mı?

Another gas pipeline war?

Boru hattında çıkan patlamadan dolayı bütün alan sular altında kaldı.

The whole area was flooded when the main burst.

Ben hiç kimsenin Carlos Núñez'in dünyada en büyük boru oyuncularından biri olduğundan şüphe edeceğini düşünmüyorum.

I think that nobody doubts that Carlos Núñez is one of the greatest pipe players in the world.