Translation of "Biyolojik" in English

0.005 sec.

Examples of using "Biyolojik" in a sentence and their english translations:

biyolojik bir silahtır

is a biological weapon

Tom biyolojik babam.

Tom is my biological father.

- Tom Jackson benim biyolojik babamdır.
- Tom Jackson biyolojik babamdır.

Tom Jackson is my biological father.

Birinin biyolojik cinsiyeti belirlendiğinde

We assign characteristics and expectations

Tabi biyolojik silah kullanmazsanız

if you don't use biological weapons

biyolojik ritimle eş gitmeyi

that denies that we're in sync with the biorhythms,

O benim biyolojik babam.

He's my biological father.

Tom biyolojik babasını arıyor.

- Tom's searching for his biological father.
- Tom is searching for his biological father.

Mary, Tom'un biyolojik annesidir.

Mary is Tom's biological mother.

Tom Mary'nin biyolojik babası.

Tom is Mary's biological father.

- Sami biyolojik annesiyle buluşmak istedi.
- Sami biyolojik annesiyle tanışmak istiyordu.

Sami wanted to meet his biological mother.

Bir biyolojik çeşitlilik krizi yaşıyoruz.

We are living through a biodiversity crisis.

Mary Tom'un biyolojik kızı değil.

Mary isn't Tom's biological daughter.

İki ülke biyolojik savaş yapıyor.

The two countries are engaged in biological warfare.

Tom, Mary'nin biyolojik babası değil.

- Tom is not Mary's biological father.
- Tom isn't Mary's biological father.

Bunun böyle olmasının birçok biyolojik ve

There are many biological and physiological reasons

Birincisi, ırk biyolojik bir şey değil,

one, race is not a thing biologically,

Biyolojik çeşitlilik dünya çapında hızla azalıyor.

Biodiversity is declining rapidly throughout the world.

En büyük arzum biyolojik babamla tanışmaktı.

My greatest desire was to meet my biological father.

Babamın biyolojik babam olmadığını kesinlikle anladım.

I just found out that my dad is not my biological father.

Tom'un biyolojik ebeveynleri onu evlatlık verdi.

Tom's biological parents gave him up for adoption.

Hamileliliğin vücudumuzda büyük bir biyolojik götürüsü olur.

Pregnancy exerts a significant biological toll on our bodies.

"Biyolojik babam benim için bir hiç!" dedi.

"My biological father means nothing to me!", he said.

Sami'nin biyolojik babasının bir gangster olduğu söyleniyor.

Sami's biological father is rumored to be a mobster.

Tom'un biyolojik ebeveynleri hakkında daha fazla bilmek istiyor.

I want to know more about Tom's biological parents.

Biyolojik bir varlık olarak insan hayvan dünyasına aittir.

Human as a biological being belongs to the animal world.

Yağmur ormanları dünya'nın en büyük biyolojik hazineleri biridir.

Rainforests are one of the Earth's greatest biological treasures.

Mary donör tarafından tasarlanmış ve biyolojik babasını izlemeye çalışıyordu.

Mary was donor-conceived and is trying to track down her biological father.

- Bizim üç evlatlığımız ve iki biyolojik çocuğumuz var.
- İki biyolojik, üç evlatlık çocuğumuz var.
- İki öz, üç evlatlık çocuğumuz var.

We have three adopted children and two biological children.

Ve bu da beynin biyolojik olarak yeniden düzenlenmesine yol açtı.

which resulted in the biological reorganization of the brain.

Üç tane evlatlığımız var. Küçük olan ikisi biyolojik erkek kardeş.

We have three adopted children. The younger two are biological brothers.

İyi haber şu ki bu, biyolojik olarak değişmez bir şey değil.

The good news is, that's not biologically fixed.

Bu yeşil takım elbiseler, biyolojik kirlenme riskini azaltmak için özel takım elbiselerdir.

Those green suits are special suits for reducing the risk of biological contamination.