Translation of "Bisküvi" in English

0.006 sec.

Examples of using "Bisküvi" in a sentence and their english translations:

Bisküvi pişirdim.

- I baked cookies.
- I made cookies.

Bisküvi masanın altındadır.

Cookie is under the table.

O bisküvi yapıyor.

- He is making cookies.
- He's making biscuits.

Daha fazla bisküvi yok!

- No more cookies!
- No more biscuits!

Çayınızla bisküvi ister misiniz?

Would you like cookies with your tea?

Kedim bisküvi gibi görünüyor.

My cat kind of looks like a biscuit.

Onlar bir kutu bisküvi aldılar.

They bought a box of cookies.

Bugün hiç bisküvi almak istemiyorum.

I don't want to buy any cookies today.

Masanın altında bir bisküvi var.

There is a biscuit underneath the table.

Süt ve birkaç bisküvi istiyorum!

I want milk and cookies!

Benim en sevdiğim bisküvi, Singoalla'dır.

My favourite biscuit is Singoalla.

Sen bir kız izciden bisküvi aldın mı hiç?

Have you ever bought cookies from a Girl Scout?

"Anne, bir bisküvi olabilir miyim?" "Hayır, öğünler arasında yememelisin."

"Mum, can I have a biscuit?" "No, you shouldn't eat between meals."

"Anne, bir bisküvi alabilir miyim lütfen?" "Hayır, alamazsın; öğünler arasında yememen gerekir"

"Mom, please can I have a biscuit?" "No, you can't; you shouldn't eat between meals."