Translation of "Bilmiyorsun" in English

0.014 sec.

Examples of using "Bilmiyorsun" in a sentence and their english translations:

Kesinlikle bilmiyorsun.

You never know for sure.

Gerçeği bilmiyorsun.

You don't know the truth.

Sistemi bilmiyorsun.

You don't know the system.

Ne bilmiyorsun?!

What don't you know?!

- Ne yapıyor olduğumu bilmiyorsun.
- Ne yapacağımı bilmiyorsun.

You don't know what I was going to do.

Ne istediğimi bilmiyorsun.

You don't know what I want.

Onu kesinlikle bilmiyorsun.

You don't know that for sure.

Bütün gerçekleri bilmiyorsun.

You don't know all the facts.

Adımı bile bilmiyorsun.

You don't even know my name.

Ne söyleyeceğimi bilmiyorsun?

You don't know what I was going to say.

Onun yarısını bilmiyorsun.

You don't know the half of it.

Kim olduğumu bilmiyorsun.

You don't know who I am.

Benim bildiğimi bilmiyorsun.

You don't know what I know.

Ne konuştuğunu bilmiyorsun.

You don't know what you're talking about.

Ne yaptığını bilmiyorsun.

You don't know what you're doing.

Bilmiyorsun, değil mi?

You don't know, do you?

Sen yeri bilmiyorsun.

You don't know the place.

Neler olduğunu bilmiyorsun.

You don't know what's going on.

Sen sadece bilmiyorsun.

You just never know.

Neden bunu bilmiyorsun?

Why don't you know it?

Ne dediğimi bilmiyorsun.

You don't know what I said.

Kendi gücünü bilmiyorsun.

You don't know your own strength.

- Ne yaptığımı bile bilmiyorsun.
- Ne yaptığımı bilmiyorsun bile.

You don't even know what I did.

Almanca bilmiyorsun, değil mi?

You don't know German, do you?

İngilizce bilmiyorsun, değil mi?

You don't speak English, do you?

Kime sorman gerektiğini bilmiyorsun.

You don't know who you should ask.

Kimin izlediğini asla bilmiyorsun.

You never know who's watching.

Kim olduğumu bile bilmiyorsun.

You don't even know who I am.

Onun adını bile bilmiyorsun.

You don't even know his name.

Ne istediğimi bilmiyorsun bile.

You don't even know what I want.

Onu kesin olarak bilmiyorsun.

You don't know that for certain.

Gerçekten bilmiyorsun, değil mi?

You don't really know, do you?

Nereye gittiğimi bilmiyorsun bile.

You don't even know where I went.

Ne istediğini bilmiyorsun bile.

You don't even know what you want.

Kim olduklarını bilmiyorsun bile.

You don't even know who they are.

Nerede olduğunu bile bilmiyorsun.

You don't even know where you are.

Tom'un ne yaptığını bilmiyorsun.

You don't know what Tom did.

Tom'un ne yapabileceğini bilmiyorsun.

You don't know what Tom might do.

Hakkımda hiçbir şey bilmiyorsun.

You don't know a thing about me.

Nasıl teşekkür edilir bilmiyorsun.

You don't know how to say thanks.

Henüz adımı bile bilmiyorsun.

You don't even know my name yet.

Sen hiçbir şey bilmiyorsun.

You don't know anything.

Sen bütün hikayeyi bilmiyorsun.

You don't know the whole story.

Esperantonun ne olduğunu bilmiyorsun.

You don't know what Esperanto is?

Ne yaptığımı bile bilmiyorsun.

You don't even know what I did.

Sen okuma-yazma bilmiyorsun.

You're illiterate.

Beni bilmiyorsun, değil mi?

You don't know me, do you?

Neyi kaçırıyor olduğunu bilmiyorsun.

You don't know what you're missing.

Sen her şeyi bilmiyorsun.

You don't know everything.

Sistemi bilmiyorsun, değil mi?

You don't know the system, do you?

Neyi tecrübe ettiğimi bilmiyorsun.

You don't know what I experienced.

Onu bilmiyorsun, değil mi?

You don't know her, do you?

Tom'un neler yapabileceğini bilmiyorsun.

You don't know what Tom is capable of.

Fadil'in kim olduğunu bilmiyorsun.

You don't know who Fadil is.

Ne kadar ağladığımı bilmiyorsun.

You don't know how much I cried.

Portekizce bilmiyorsun, değil mi?

You don't speak Portuguese, right?

Ne kadar endişeli olduğumu bilmiyorsun.

You don't know how worried I am.

Sen ne olacağını asla bilmiyorsun.

- You never know what is going to happen.
- You never know what's going to happen.

Benim hakkımda hiçbir şey bilmiyorsun.

You don't know anything about me.

Tom'un nasıl biri olduğunu bilmiyorsun.

You don't know what Tom is like.

Dans etmeyi bilmiyorsun, değil mi?

You can't dance, can you?

Onun ne olduğunu bilmiyorsun bile.

You don't even know what it is.

Nasıl bir şey olduğunu bilmiyorsun.

You don't know what it was like.

Benim hakkımda çok şey bilmiyorsun.

You don't know very much about me.

Onları benim kadar iyi bilmiyorsun.

You don't know them as well as I do.

Ne yapmak istediğimi bilmiyorsun bile.

You don't even know what I want to do.

Neden burada olduğunu bile bilmiyorsun.

You don't even know why you're here.

Tom'un nerede olduğunu bilmiyorsun bile.

You don't even know where Tom is.

Sanırım Tom'un kim olduğunu bilmiyorsun.

I suppose you don't know who Tom is.

Benimle ilgili bir şey bilmiyorsun.

You don't know a thing about me.

Ne yaptığını bilmiyorsun, değil mi?

- You don't know what you are doing, do you?
- You don't know what you're doing, do you?

Ne istediğini bilmiyorsun, değil mi?

You don't know what you want, do you?

Kim olduğumu bilmiyorsun, değil mi?

You don't know who I am, do you?

Hiç Fransızca bilmiyorsun, değil mi?

You don't know any French, do you?

Onu kesinlikle bilmiyorsun, değil mi?

- You don't know that for sure, do you?
- You absolutely don't know that, do you?

Adımı hâlâ bilmiyorsun, değil mi?

You still don't know my name, do you?

Ne zaman olacağını asla bilmiyorsun.

You never know when it's going to happen.

Nerede doğduğunu tam olarak bilmiyorsun.

You do not know exactly where you were born.

Onun ne söyleyeceğini hâlâ bilmiyorsun.

You still don't know what he's going to say.

Ne yapacağını bilmiyorsun, değil mi?

You don't know what to do, do you?

Ne kadar şanslı olduğunu bilmiyorsun.

You don't know how lucky you are.

Tom'un soyadını bilmiyorsun, değil mi?

You don't know Tom's last name, do you?

Ne dediğini kendin bile bilmiyorsun.

You yourself don't know what you're talking about.

Benim yaptığım her şeyi bilmiyorsun.

You don't know everything I do.

Ne kadar yorgun olduğumu bilmiyorsun.

You don't know how tired I was.

Ne kadar borcum olduğunu bilmiyorsun.

You don't know how much money I owe.

Tom'u ne kadar sevdiğimi bilmiyorsun.

You don't know how much I love Tom.

Neler olduğunu bilmiyorsun değil mi?

You don't know what's going on, do you?

Neler olacağını bilmiyorsun, değil mi?

You don't know what's going to happen, do you?

Kabiliye hakkında hiçbir şey bilmiyorsun.

You know nothing about Kabylie.

- Kim olduğumu bile bilmiyorsun, değil mi?
- Benim kim olduğumu bile bilmiyorsun, değil mi?

You don't even know who I am, do you?

Neyin yanlış olduğunu bilmiyorsun gibi davranma.

Don't act like you don't know what's wrong.