Translation of "Beladan" in English

Beladan uzak dur.

Stay out of trouble.

Tom'u beladan korumaya çalışıyorum.

I'm trying to keep Tom out of trouble.

Tom'u beladan uzak tut.

Keep Tom out of trouble.

Beladan uzak duruyor musun?

Have you been staying out of trouble?

Onları beladan uzak tutun.

Keep them out of trouble.

Onu beladan uzak tutun.

Keep him out of trouble.

Beladan uzak kalmaya çalışın.

Try to stay out of trouble.

Tom beladan uzak durur.

Tom stays out of trouble.

Bu beladan tek başıma kurtulamam.

I can't get out of this trouble by myself.

Beladan uzak duruyor gibi görünemiyorsun.

Tom can't seem to keep out of trouble.

Beladan uzak dur, tamam mı?

Stay out of trouble, OK?

Sana beladan uzak kalmanı söyledim.

I told you to stay out of trouble.

Tom Mary'nin başını beladan kurtardı

Tom got Mary out of trouble.

Her zaman beladan kaçınmaya çalışırım.

I always try to avoid trouble.

Tom'a beladan uzak kalacağımı söyledim.

I told Tom I'd stay out of trouble.

- Beladan uzak dur.
- Pis işlere karışma.

Keep your nose clean.

O beladan başka bir şey değil.

He's nothing but trouble.

Tom'un beladan uzak kaldığından emin ol.

Make sure Tom stays out of trouble.

Tom beladan başka bir şey değil.

Tom is nothing but trouble.

Geri kalan kişinin ise başı beladan hiç kurtulmadı

The rest of the person never got out of trouble

Beladan uzak durmama yardım ettiğin için teşekkür ederim.

Thank you for helping me keep out of trouble.

Tom'dan başımı beladan kurtarmak için bana yardımcı olmasını istedim.

I asked Tom to help me get out of trouble.

Jim, her ne pahasına olursa olsun her zaman beladan kaçınır.

Jim always avoids trouble at all costs.

- Tom'un beladan uzak durmasına sevindim.
- Tom'un belaya bulaşmamış olmasına sevindim.

I'm glad Tom stayed out of trouble.

Tom John'un beladan başka bir şey olmadığı konusunda Mary'yi uyardı, o onun uyarısını görmezden geldi.

Tom warned Mary that John was nothing but trouble. However, she ignored his warning.