Translation of "Kalmaya" in English

0.009 sec.

Examples of using "Kalmaya" in a sentence and their english translations:

- Sakin kalmaya çalış.
- Sakin kalmaya çalışın.

Try to stay calm.

Sakin kalmaya çalışalım.

Let's try and stay calm.

Kalmaya karar verdik.

We decided to stay.

Odaklanmış kalmaya çalışalım.

Let's try to stay focused.

Kalmaya karar verdim.

I've decided to stay.

Uyanık kalmaya çalışıyorum.

I'm trying to stay awake.

Evde kalmaya zorlandım.

I am forced to stay at home.

Bağlı kalmaya çalışın.

Try to stay connected.

Tarafsız kalmaya çalış.

Try to stay objective.

Sakin kalmaya çalış.

Try to stay still.

Kalmaya itirazım yok.

I don't mind staying.

Uyanık kalmaya çalış.

Try to stay awake.

Benimle kalmaya gel.

Come stay with me.

Tetikte kalmaya çalış.

Try and stay alert.

Uzak kalmaya çalış.

Try staying out of the way.

Hayatta kalmaya çalışacağız.

We'll try to survive.

Sakin kalmaya çalıştı.

She tried to stay calm.

Korkusuz kalmaya çalıştım.

I tried to remain unafraid.

Toplantılara geç kalmaya eğilimlidir.

He tends to be late for meetings.

Yalnız kalmaya ihtiyacım var.

- I need to be alone.
- I need some alone time.

Tom sakin kalmaya çalıştı.

Tom tried to keep calm.

Boston'da kalmaya karar verdim.

I've decided to stay in Boston.

Neden kalmaya karar verdin?

Why did you decide to stay?

Uyanık kalmaya çalışmak zorundasın.

You have to try to stay awake.

Müşterisinin evinde kalmaya gitti.

He went to stay at his client's house.

Lütfen sakin kalmaya çalış.

Please try to stay calm.

Ben sakin kalmaya çalıştım.

I tried to stay calm.

Sessiz kalmaya karar verdik.

We've decided to remain silent.

Burada kalmaya karar verdim.

- I decided to stay here.
- I've decided to remain here.
- I've decided to stay here.

Sadece sakin kalmaya çalış.

Just try to keep calm.

Ben yalnız kalmaya korkuyorum.

I'm afraid to stay alone.

Benim kalmaya niyetim yok.

I have no intention of staying.

Tom kalmaya karar verdi.

Tom has decided to stay.

Mary hamile kalmaya çalışıyordu.

Mary was trying to get pregnant.

Ben ilgili kalmaya çalışıyorum.

I try to stay involved.

Yalnız kalmaya ihtiyaçları vardı.

They needed privacy.

Tom'la kalmaya karar verdik.

We decided to stay with Tom.

Sizinle kalmaya karar verdik.

We decided to stay with you.

Onlarla kalmaya karar verdik.

We decided to stay with them.

Onunla kalmaya karar verdik.

We decided to stay with him.

Sakin kalmaya çalış, Tom.

Try to stay cool, Tom.

Tom uyanık kalmaya çalıştı.

Tom tried to stay awake.

Tom sessiz kalmaya çalıştı.

Tom tried to stay quiet.

Gözden uzak kalmaya çalışın.

Try to stay out of sight.

Tom sakin kalmaya çalışıyor.

Tom is trying to stay calm.

Tom odaklanmış kalmaya çalışıyordu.

Tom was trying to stay focused.

Ben uyanık kalmaya çalıştım.

I tried to stay awake.

Ben odaklı kalmaya çalıştım.

I tried to stay focused.

Gitmeyi kalmaya tercih ederim.

I prefer staying to going.

O geç kalmaya eğilimli.

He is apt to be late.

Beladan uzak kalmaya çalışın.

Try to stay out of trouble.

Tom geç kalmaya eğilimli.

Tom is apt to be late.

Kalmaya karar verdiğini düşündük.

We thought you had decided to stay.

Hep iyimser kalmaya çalışırım.

I always try to stay optimistic.

O şekilde kalmaya çalışalım.

Let's work to keep it that way.

Leyla kalmaya karar verdi.

Layla decided to stay.

O normal kalmaya çalışıyor.

He's trying to stay normal.

Cezayir'de kalmaya karar verdi.

She decided to stay in Algeria.

Uçakta kalmaya karar verdi.

I decided to stay on the plane.

Fazla kalmaya niyetim yok.

I'm not intending to stay long.

Ve avlanarak hayatta kalmaya çalışıyoruz

and we try to survive by hunting

Onun yalnız kalmaya ihtiyacı var.

He needs to be alone.

O ondan ayrı kalmaya katlanamadı.

He couldn't bear to be apart from her.

O, okula geç kalmaya eğilimlidir.

She tends to be late for school.

Ben burada kalmaya karar verdim.

I decided to stay here.

Ben sadece hayatta kalmaya çalışıyorum.

I'm just trying to survive.

Tom sadece hayatta kalmaya çalışıyor.

Tom is just trying to survive.

Tom toplantılara geç kalmaya eğilimli.

Tom tends to be late for meetings.

Tom randevularına geç kalmaya eğilimli.

Tom tends to be late for appointments.

Eldeki probleme odaklanmış kalmaya çalışalım.

- Let's try to stay focused on the problem at hand.
- Let's try staying focused on the problem at hand.

Olduğum yerde kalmaya karar verdim.

I've decided to stay where I am.

Boston'da burada kalmaya niyetim yok.

I have no intention of staying here in Boston.

Uzun süre kalmaya niyetim yok.

I don't intend to be staying long.

Tom'la iletişimde kalmaya devam ediyorum.

I keep in touch with Tom.

Sanırım benim mekanımda kalmaya gelmelisin.

I think you should come stay at my place.

Tom odada kalmaya söz verdi.

Tom promised to stay in his room.

Kütüphanede ne kadar kalmaya niyetlisin?

How long do you intend to spend at the library?

Tom geride kalmaya karar verdi.

Tom has decided to stay behind.

Sanırım benim evimde kalmaya gelmelisin.

I think that you should come and stay at my place.

Kız arkadaşından ayrı kalmaya dayanamadı.

He couldn't stand being away from his girlfriend.

Sakin kalmaya çalışalım, tamam mı?

Let's try and stay calm, OK?

Tom, kalmaya niyetli olmadığını söyledi.

- Tom said he didn't intend to stay.
- Tom said that he didn't intend to stay.

Uyanık kalmaya çalıştım ama uyuyakaldım.

I tried to stay awake, but I fell asleep.