Translation of "Banliyölerinde" in English

Tokyo'nun banliyölerinde yaşıyor.

He lives in the suburbs of Tokyo.

Londra'nın banliyölerinde yaşar.

He lives in the suburbs of London.

Şirket Osaka'nın banliyölerinde bulunmaktadır.

The company is located in the suburbs of Osaka.

Kobe banliyölerinde yaşamak istiyorum.

I'd like to live in the suburbs of Kobe.

Tom Boston'un banliyölerinde yaşıyor.

Tom lives in the suburbs of Boston.

Tom Boston banliyölerinde yaşıyordu.

Tom lived in the suburbs of Boston.

Leyla, Kahire'nin banliyölerinde doğdu.

Layla was born in the suburbs of Cairo.

O gençken Tokyo'nun banliyölerinde yaşıyordu.

She lived in the suburbs of Tokyo when she was young.

Birçok öğrenci şehrin banliyölerinde yaşıyor.

Many students live in the suburbs of the city.

Bay Yamada Tokyo'nun banliyölerinde yaşıyor.

- Mr Yamada lives in the suburbs of Tokyo.
- Mr. Yamada lives in the suburbs of Tokyo.

Ayrımcı Güney Afrika'nın beyaz banliyölerinde büyüdüm,

I grew up in the white suburbs of apartheid South Africa,

Tokyo banliyölerinde yaşayan ebeveynlerim ve küçük erkek kardeşim büyük bir depremde öldüler.

My parents and little brother, who lived in the suburbs of Tokyo, died in the big earthquake.