Translation of "Başlamak" in English

0.007 sec.

Examples of using "Başlamak" in a sentence and their english translations:

Yürekten başlamak,

to start from the heart,

Başlamak üzereydim.

I was about to start.

Başlamak istiyorum.

I'd like to get started.

Başlamak üzereyiz.

We're about to start.

Başlamak zorundayız.

- We have to start.
- We've got to get going.
- We need to start.

Başlamak zorundasın.

You have to start.

Başlamak üzereler.

- They are about to start.
- They're about to start.

Başlamak üzereyim.

I'm about to begin.

- Oyun başlamak üzere.
- Maç başlamak üzere.

- The game is about to begin.
- The game's about to begin.

Konser başlamak üzeredir.

- The concert is about to start.
- The concert is about to begin.

Başlamak mücadelenin ​​yarısıdır.

- Starting is half the task.
- Starting is half the battle.

O başlamak üzereydi.

He was about to start.

O, başlamak üzereydi.

She was about to start.

Onlar başlamak üzereler.

- They are about to start.
- They're about to start.

Şimdi başlamak istiyorum.

I want to start now.

Baştan başlamak istiyorum.

I want to start over.

Nerede başlamak istiyorsun?

Where do you want to start?

Söylentilere başlamak istemiyorum.

I don't want to start rumors.

Çalışmaya başlamak istiyorum.

I want to start running.

İşe başlamak istiyorum.

I want to get to work.

Şimdi başlamak istemiyorum.

I don't intend to start now.

Erken başlamak istiyorum.

I'd like to get an early start.

Başlamak için endişeliyim.

I'm anxious to get started.

Tom başlamak üzere.

Tom is about to begin.

Toplantı başlamak üzere.

- The meeting's about to start.
- The meeting is about to start.

Çalışmaya başlamak zorundayım.

- I've got to get to work.
- I need to get to work.
- I have to get to work.

Film başlamak üzeredir.

The movie's about to start.

Kim başlamak ister?

Who wants to begin?

Ben başlamak zorundayım.

I have to start.

Başlamak için sabırsızlanıyorum.

I can hardly wait to get started.

Söylentilere başlamak istemiyoruz.

We don't want to start any rumors.

Film başlamak üzere.

- The movie's about to start.
- The movie is about to start.

Gösteri başlamak üzeredir.

- The show is about to start.
- The show's about to start.

Deney başlamak zorunda.

- The experiment has to begin.
- The experiment must begin.

Hemen başlamak istiyorum.

I'd like to get started right away.

Baştan başlamak istiyoruz.

We'd like to start over.

Başlamak ister misin?

Would you like to start?

Yeniden başlamak zorundayız.

We have to start over again.

Hemen başlamak zorundayız.

- We have to start right now.
- We must start right now.

Ders başlamak üzere.

The class is about to start.

Şimdi başlamak zorundayız.

We have to start now.

Konser başlamak üzere.

- The concert is about to start.
- The concert is about to begin.

Bir alıntıyla başlamak istiyorum.

that great woman that we all admire.

Tangodan hoşlanmaya başlamak için

You need to have suffered some defeats

Ben başlamak için hazırım.

- I am ready to start.
- I'm ready to start.

Şimdi yemeye başlamak üzereydik.

We were just about to start eating.

Ne zaman başlamak istiyorsun?

When do you want to start?

Planlar yapmaya başlamak istiyorum.

I want to start making plans.

Seninle görüşmeye başlamak istiyorum.

I'd like to start seeing you.

Biz sensiz başlamak istemedik.

We didn't want to begin without you.

Doğruyu söylemeye başlamak isteyebilirsin.

You might want to start telling the truth.

Ne zaman başlamak istersin?

When would you like to begin?

Tom, belki başlamak istersin.

Tom, maybe you would like to begin.

Başlamak için işaret bekliyorlardı.

They were watching for the signal to start.

Dövüşmeye geri başlamak zorundayım.

I've got to start fighting back.

Bir yerde başlamak zorundayım.

I have to start somewhere.

Bir yerden başlamak zorundayız.

- We have to start somewhere.
- We've got to start somewhere.

Başlamak için dürüst olmalısın.

To begin with, you must be honest.

Bir yerde başlamak zorundasın.

You've got to start somewhere.

Üçüncü sahne başlamak üzere.

The third act is about to begin.

Ben başlamak için bekleyemedim.

I couldn't wait to get started.

Başlamak her zaman zordur.

Getting started is always difficult.

Bir yerden başlamak zorundaydık.

We had to start somewhere.

Beyzbol sezonu başlamak üzere.

Baseball season's about to start.

Derhal başlamak zorunda kalacaksın.

You'll have to start at once.

Derhal başlamak için sabırsızlanıyorlar.

They are champing to start at once.

Şimdi gerçekten başlamak zorundayım.

Now, I really have to get going.

Onu yapmaya başlamak zorundayız.

We have to start doing that.

O işleme başlamak istiyorum.

I want to get that process going.

Gerçekten koşmaya başlamak zorundayız.

We really have to start running.

Tom'un davası başlamak üzere.

Tom's trial is about to begin.

Pazartesiye başlamak için hazırım.

I'm ready to start Monday.

Biz baştan başlamak zorundayız.

We've got to start over.

İçeri gelin. Başlamak üzereyiz.

Come on in. We're just about to get started.

Bir işe başlamak zordur.

Starting a business is hard.

Onu yapmaya başlamak üzereydim.

I was just about to start doing that.

Onu yapmaya başlamak zorundayım.

I've got to start doing that.

Toplantıya başlamak için hazırlanıyoruz.

We're getting ready to start the meeting.

Tom baştan başlamak istedi.

Tom wanted to start over.

Fransızca okumaya başlamak istiyorum.

I want to start studying French.

Fransızca öğrenmeye başlamak istiyorum.

I want to start learning French.

Tom, başlamak için sabırsızlanıyor.

Tom is looking forward to getting started.

Tom başlamak için heyecanlı.

Tom is excited to get started.

Tom başlamak için hazır.

Tom is ready to begin.