Translation of "Bıçakladı" in English

0.004 sec.

Examples of using "Bıçakladı" in a sentence and their english translations:

O onu bıçakladı.

She stabbed him.

Mary, Tom'u bıçakladı.

Mary stabbed Tom.

Kim Tom'u bıçakladı?

Who stabbed Tom?

Tom onu bıçakladı.

Tom stabbed her.

Tom, Mary'yi bıçakladı.

Tom stabbed Mary.

Tom beni bıçakladı.

Tom stabbed me.

Seni kim bıçakladı?

Who stabbed you?

Tom karısını bıçakladı.

Tom stabbed his wife.

O beni sırtımdan bıçakladı!

He stabbed me in the back!

Tom, Mary'yi karnından bıçakladı.

Tom stabbed Mary in the stomach.

Tom defalarca Mary'yi bıçakladı.

Tom stabbed Mary repeatedly.

O, kocasını defalara bıçakladı.

She stabbed her husband repeatedly.

Tom bıçağıyla Mary'yi bıçakladı.

Tom stabbed Mary with his knife.

O, onu sırtından bıçakladı.

She stabbed him in the back.

Tom, Mary'yi sırtından bıçakladı.

Tom stabbed Mary in the back.

Tom makasla Mary'yi bıçakladı.

Tom stabbed Mary with scissors.

Leyla yine Sami'yi bıçakladı.

Layla stabbed Sami again.

Sami ayıyı boynundan bıçakladı.

Sami stabbed the bear in the neck.

Tom bir bıçakla Mary'yi bıçakladı.

Tom stabbed Mary with a knife.

Tom bıçağıyla Mary'yi defalarca bıçakladı.

Tom stabbed Mary repeatedly with his knife.

O, onu bir bıçakla bıçakladı.

She stabbed him with a knife.

Tom, Mary'yi defalarca kez bıçakladı.

Tom stabbed Mary multiple times.

Tom Mary'yi bir hançerle bıçakladı..

Tom stabbed Mary with a dagger.

Tom Mary'yi üç kez bıçakladı.

Tom stabbed Mary three times.

Sami, Leyla'yı altı kez bıçakladı.

Sami stabbed Layla six times.

Sami, Leyla'yı defalarca kez bıçakladı.

Sami stabbed Layla multiple times.

Tom Mary'yi on üç defa bıçakladı.

Tom stabbed Mary thirteen times.

Dan bıçağı ile Linda'yı defalarca bıçakladı.

Dan stabbed Linda repeatedly with his knife.

Tom avcı bıçağı ile Mary'yi bıçakladı.

Tom stabbed Mary with a hunting knife.

Tom bir mutfak bıçağıyla Mary'yi bıçakladı.

Tom stabbed Mary with a kitchen knife.

Sami tamamen masum bir insanı bıçakladı.

Sami stabbed a completely innocent person.

Tom bir sustalı çıkardı ve Mary'yi bıçakladı.

Tom pulled out a switchblade and stabbed Mary.

Ona güvendim ve o beni arkadan bıçakladı.

I trusted him, and he stabbed me in the back.

Ona güvendim ve o beni sırtımdan bıçakladı.

I trusted her, and she stabbed me in the back.

O, altın bir üç bacaklı zıpkınla onu bıçakladı.

She stabbed him with a golden trident.

Leyla, Sami'yi birkaç kez vurdu ve aynı zamanda onu bıçakladı.

Layla shot Sami several times and she also stabbed him.