Translation of "Arabasıyla" in English

O arabasıyla övünür.

She boasts of her car.

Tom arabasıyla mutlu.

Tom is happy with his car.

Kimin arabasıyla geldin?

Whose car did you come in?

Tom arabasıyla gitti.

Tom left in his car.

O, okula arabasıyla gelir.

She comes to school in her car.

Baba arabasıyla gurur duyuyor.

Father is proud of his car.

O, arabasıyla işe gelmedi.

He didn't come to work with his car.

Tom arabasıyla gurur duyar.

Tom is proud of his car.

Sami arabasıyla Mısır'ı geziyordu.

Sami was traveling across Egypt in his car.

üstelik arabasıyla kimseye haber vermeden

moreover, without telling anyone about his car

O, yeni arabasıyla hava attı.

He showed off his new car.

Dikkatsizlik nedeniyle arabasıyla direğe çarptı.

By lack of attention, she hit the post with her car.

O, arabasıyla çok iyi ilgilenir.

He takes very good care of his car.

Tom arabasıyla çok iyi ilgilenir.

- Tom takes very good care of his car.
- Tom maintains his car well.

Tom Mary'yi arabasıyla eve götürecek.

Tom will be driving Mary home in her car.

O, sevdiği arabasıyla Yokohama'ya gitti.

He went to Yokohama in his beloved car.

Tom eski arabasıyla ne yaptı?

What did Tom do with his old car?

Tom arabasıyla çok sıkıntı çekiyor.

Tom is having a lot of trouble with his car.

Geçmişte insanlar at arabasıyla yolculuk ederlerdi.

In the past, people used to travel by a diligence.

Tom Mary'yi spor arabasıyla evine götürdü.

Tom drove Mary home in his sports car.

Tom eve arabasıyla dönemeyecek kadar sarhoş.

Tom is too drunk to drive home.

Tom'un, arabasıyla ilgili bir sorunu vardı.

Tom had a problem with his car.

Tom her gün işe arabasıyla gider.

Tom drives his car to work every day.

Tom arabasıyla ezdiği köpeğe bakmaya dayanamadı.

Tom couldn't bear to look at the dog he'd just run over with his car.

Bill kendi büyük arabasıyla komşularına karşı övünür.

Bill boasts of owning the biggest car in the neighborhood.

Cumartesi günü onun arabasıyla plaja gitmek istiyoruz.

We want to go to the beach in his car on Saturday.

Tom arabasıyla bizi eve götürüyor, değil mi?

Tom is giving us a ride home, isn't he?

Tom yeni spor arabasıyla Park Caddesinde dolaştı.

Tom cruised down Park Street in his new sports car.

Prenses saat tam dokuzda dört atlı arabasıyla geldi.

Precisely at nine o'clock came the Princess in the carriage with four horses.

Tom her zamanki yolla arabasıyla Boston'dan Chicago'ya gidiyor.

Tom goes from Boston to Chicago with his car via the usual route.

Tom yeni arabasıyla ilgili küçük bir sorun yaşıyor.

Tom is having a bit of trouble with his new car.

Mary üstü açılabilir kırmızı spor arabasıyla uzaklaşırken Tom izledi.

Tom watched as Mary drove away in her red convertible sports car.

- Tom Mary'yi eve bıraktı.
- Tom Mary'yi arabasıyla eve bıraktı.

Tom gave Mary a lift home.

Hanako arabasıyla ilgili son ödemeyi yaptı ve çok memnun hissetti.

Hanako made the final payment on her car, and felt very satisfied.