Translation of "Vermeden" in Spanish

0.004 sec.

Examples of using "Vermeden" in a sentence and their spanish translations:

Ama fire vermeden

Pero sin desperdicio

O haber vermeden geldi.

Vino sin avisar.

üstelik arabasıyla kimseye haber vermeden

Además, sin decirle a nadie sobre su coche

Cevap vermeden önce elini kaldır.

Levanta la mano antes de responder.

O cevap vermeden önce duraksadı.

Él dudó antes de responder.

Karar vermeden önce Tom'la konuşmak istiyorum.

Quiero hablar con Tom antes de tomar una decisión.

Emirler vermeden önce itaat etmeyi öğrenmelisin.

Antes de dar órdenes, debes aprender a obedecer.

Karar vermeden önce onun üzerinde uyu.

Antes de decidirlo consúltelo con la almohada.

Kutuyu ambalaja zarar vermeden, dikkatlice açın.

- Abra la caja con cuidado, sin romper el embalaje.
- Abre la caja con cuidado, sin romper el embalaje.

Tom kağıdı Mary'ye vermeden önce katladı.

Tom dobló el papel antes de entregárselo a Mary.

Ara vermeden bütün gün boyunca yağmur yağıyordu.

Estuvo lloviendo todo el día sin parar.

Holmes kimseye haber vermeden odadan dışarı çıktı.

- Holmes salió del dormitorio sin que nadie se diera cuenta.
- Holmes salió de la habitación sin que nadie se diera cuenta.

O, ara vermeden 30 dakika boyunca konuştu.

Ella habló durante 30 minutos sin un descanso.

Sana cevap vermeden önce onu tekrar düşünmeliyim.

Debo pensarlo bien antes de poder responderte.

O karar vermeden önce seçeneklerini dikkatlice düşündü.

Él consideró cuidadosamente sus opciones antes de decidirse.

Ne yapacağıma karar vermeden önce Tom'la konuşmalıyım.

Tengo que hablar con Tom antes de decidir qué hacer.

Kısa vadeli sözleşmeli personel haber vermeden işten çıkarıldı.

Los empleados con contrato a corto plazo, fueron despedidos sin previo aviso.

Karar vermeden önce her şeyi hesaba katmaya çalış.

Intenta tenerlo todo en cuenta antes de tomar una decisión.

Bir karar vermeden önce seçenekleri titizlikle düşünüp taşınmalıyız.

Deberíamos sopesar las opciones con detenimiento antes de tomar una decisión.

Cevap vermeden önce bunu neden sorduğunu öğrenmek istiyorum.

Antes de dar una respuesta me gustaría saber por qué me lo preguntas.

Doktor, hangi ilacı vereceğine karar vermeden önce dikkatlice düşünür.

El doctor piensa cuidadosamente antes de decidir qué medicamento entregar.

Meyve vermeden önce, portakal ağaçları turuncu çiçekleri ile çiçek açar.

Antes de dar fruto, los naranjos dan una flor llamada azahar.

- Herhangi bir şey söylemeden gitti.
- Hiç haber vermeden çıkıp gitmiş.

Se fue sin decir nada.

Tom Mary'ye cevap vermeden önce bir an için tereddüt etti.

Tom vaciló por un momento antes de contestarle a Mary.

Tom telefona cevap vermeden önce her zaman arayanın kimliğini kontrol eder.

Tom siempre comprueba la identidad de quien llama antes de responder al teléfono.

Ben karar vermeden önce onun hakkında biraz daha uzun düşünmek istiyorum.

Me gustaría pensarlo un poco más antes de tomar una decisión.

Meyve vermeden önce portakal ağaçları "azahar" adı verilen bir çiçekle çiçek açarlar.

Antes de dar fruto, los naranjos dan una flor llamada azahar.

- O, bazen yanıtlamadan önce tereddüt eder.
- O bazen cevap vermeden önce tereddüt ediyor.

A veces ella duda antes de contestar.

- Ne yapacağıma karar vermeden önce enine boyuna düşünmek için zamana ihtiyacım var.
- Ne yapacağımı belirlemeden önce etraflıca düşünmek için zamana ihtiyacım var.

Necesito tiempo para reflexionar las cosas antes de decidir lo que hacer.